Sadece kelimeleri yan yana dizdiğinizde bile ortaya çıkan çelişki büyük: “Mesleki Eğitim Merkezi kapsamında çalışırken öldü…” 15 yaşında, 16 yaşında, 17 yaşında… Hikayelerini ve yarım kalan hayallerini… ‘Hikayesi’ ne olur ki o yaşta çocukların? Doğmuşlar, okula gitmişler, ölmüşler!
Meslek öğrenilirken ölünür mü? Ölünürse de, ‘ölmüş işte ekmek davası ne yapalım’ denilip geçilir mi? Geçiliyor! Her gün yeniden okuyoruz, öğreniyoruz ki bu böyle… Siyasette normalleşme konuşuluyor ya hani aylardır. “Oluyor”, “olmuyor”, “yarıda kaldı”, “devam eder mi” diye… Gayet de normalleşmiş, normal normal devam eden bu işte: Çocukları ‘meslek öğrenirken’ ölen bir ülke!
Ve onların ölüm haberlerinde bazen isimleri dahi olmuyor, canlarının peşine düşen bile bulunmuyor. Yıllardır reform üstüne reform, bakan üstüne bakan değiştirilen Milli Eğitim’den çıt yok: ‘Mesleki eğitim’ tam gaz devam! Aileler çoğunlukla çaresiz, çocuğu ‘işçi’ edilirken ‘yok’ diyememişler ki, şimdi arkalarından onların davalarını sürdürüp sonuç alabilsinler… Ki çare olsa zaten baştan buna engel olmazlar mıydı?