Türkiye’nin önde gelen beyaz et üreticilerinden Banvit, genetiği değiştirilmiş yem kullandığını kabul etti. Yemlerde kullanılan genetiği değiştirilmiş soya oranının yüzde 20’yi geçmediğini belirten firma, hayvanlarda GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) DNA ya da proteine rastlanmadığnı, halk diliyle ‘hayvanların etine geçmediği’ni savundu.
GDO’lu yem sorusuna ilk yanıt Twitter’dan
Yeşil Gazete’den Alper Tolga Akkuş’un haberine göre 25 Temmuz tarihinde Yeşil Düşünce Derneği’nden Sevgi Mutlu‘nun Twitter’dan yönelttiği “Banvit GDO’lu yem kullanıyor mu?” sorusuna, şirketin resmi Twitter hesabından “Beyaz etle ilgili merak ettikleriniz için banvitesor.com sitemizi ziyaret edebilir, istediğiniz soruyu sorabilirsiniz” yanıtı geldi.
Banvit’in bu tweet’inin hemen sonrasında Slow Food Uluslararası Konsey üyesi ve Slow Food Fikir Sahibi Damaklar lideri Defne Koryürek de yine Twitter’dan “Banvit, üyesi olduğu BESD-BİR’in (Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği) iznini çıkarttığı GDO’lu soya ve mısırları kullanıyor mu, açıklamalı” diye yazdı.
Yüzde 20’yi geçmez
Mutlu ve Koryürek’in GDO’lu yem sorularına 2 Ağustos pazar akşamı yazılı bir açıklamayla yanıt veren Banvit, “Yemlerimizde sadece biyogüvenlik kurulunun onayladığı soyaları kullanıyoruz ve oranı yüzde 20’yi geçmez” dedi.
İthalatına izin verilen bu ürünlerin Avrupa ülekeri, ABD, Kanada, Japonya ve Avustralya gibi ülkelerde insan gıdası ve hayvan yemi olarak onaylandığını savunan firma, Türkiye’deki onayın ise sadece yem amaçlı olduğunu vurguladı.
Açıklamanın devamında, “Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’nin de açıkladığı gibi GDO’lu yemlerle beslenen hayvanların dokularında ve ürünlerinde GDO’lu DNA veya proteinlere rastlanmadığı yani halk diliyle ete geçmediği ispatlanmıştır” denildi.
Şirketler talep ediyor, hükümet onaylıyor
Konuya ilişkin Yeşil Gazete’ye konuşan Defne Koryürek, BESD-BİR’e üye kuruluşlar içinde yazılı ve kurumsal cevap veren tek işletmenin Banvit olduğunu belirtip şunları söyledi: “Türkiye’de üretime haklı olarak endişe ile bakan bir toplum var, çünkü kâr ve ekonomik büyüme uğruna neredeyse inatla şirketlerin GDO’lu türlerin ithalatını talep ettiğini ve hükümetin de bunu onayladığını belirtiyor.”