Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Danıştay’ın öğrenci andının tekrar okullarda okutulmasına yönelik kararın eleştirdi: “Bir yürütme tasarrufunun bilimsel temelini sorgulamak da yargının anayasal konumunu, kabiliyetini aşar.”

Arşiv fotoğraf: DHA
Türk Eğitim-Sen, okullarda bayrak törenlerinde okutulması 8 Ekim 2013’te kaldırılan ‘öğrenci andı’nın yeniden okutulması için aynı gün dava açmıştı. Dava beş yıl sonra dün sonuçlandı ve Danıştay 8’inci dairesi, alınan kararı iptal etti.
‘Danıştay yerindelik denetimi yapamaz’
Gül konuyla ilgili soru üzerine şunları söyledi: “Yargı kararları ihtilaf çıkarmaz, ihtilafları giderir. Bunun yolu Anayasaya sadakatten, her organın kendi meşru sınırları içinde kalmasından geçer. Anayasamıza göre Danıştay, yerindelik denetimi yapamaz, idarenin yerine geçerek karar veremez. Bir yürütme tasarrufunun bilimsel temelini sorgulamak da yargının anayasal konumunu, kabiliyetini aşar. Adeta idarenin yerine geçerek işlem tesis eden Danıştay 8. Dairesi’nin öğrenci andına ilişkin kararı, maalesef bu ölçüleri karşılamaktan uzak kalmıştır.”
Danıştay’ın gerekçesi: Karar, bilimsel gerekçeye dayandırılmadı
Danıştay kararın gerekçesinde şöyle demişti: “İdari istikrar oluşturacak biçimde çok uzun zamandır bütün devlet okullarında ve hatta özel okullarda genç nesillerin anayasal vatandaşlık temelinde aidiyetini güçlendiren ve öğrencilerde değer oluşumuna katkı sunan ve her sabah ders başlamadan önce okutulması şeklinde uygulanan öğrenci andının kaldırılması, ancak bu değişikliği hukuka uygun kılacak bir bilimsel gerekçeye dayanması halinde olanaklıdır. Aksi tutum, idarenin sahip olduğu düzenleme yetkisini ve takdir hakkını hukuka uygun kullanmadığı anlamına gelecektir.”
Öğrenci andının metni
Kaldırılan öğrenci andı şöyle:
“Türküm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!”