EYT’nin Meclis gündemine gelmemesi, “Hazırlıklar ve formüller yeterli değil mi” sorusunu da akla getiriyor. EYT hazırlıkları, konunun tarafı olan sendikalar ve EYT dernekleri sürece katılmadan kapalı kapılar ardında yürütüldü. Sosyal diyalog ve katılım mekanizmaları işletilmedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Vedat Bilgin, konuyla ilgili olarak Üçlü Danışma Kurulu’nu (ÜDK) dahi toplamadı. 21 Nisan 2021 tarihinde Bilgin’in atanmasından sonra en az beş kez toplanması gereken ÜDK hiç toplanmadı. Oysa EYT konusunun konuşulması gereken yerlerden biri ÜDK’dir. Diğeri ise Anayasa’nın emredici kurumlarından biri olan Ekonomik ve Sosyal Konsey’dir (ESK). ESK, anayasal bir kurum olmasına rağmen Anayasa yok sayılarak toplanmıyor. Oysa bu tip kapsamlı sosyal sorunların çözümü kamuoyu önünde ve tarafların katılımıyla ele alınmalıdır. Bakanlık bunun yerine tek taraflı olarak hazırlıklar yapıyor. Sendikalar ve yıllardır EYT için mücadele veren EYT dernekleri süreçten neden dışlanıyor. Sonuçta ortaya tevatürler çıkıyor. Gerçek çözüm formülleri bilinmiyor. Madem bir hazırlığınız var, kamuoyuna sunun tartışılsın!
Yoksa hazırlanan formüllerin tatmin edici olmaması nedeniyle konu son ana kadar erteleniyor mu? Seçimin iyice yaklaşması bekleniyor olabilir. Böylece hem getirilen çözümün eksiklerinin fark edilmesi zaman alabilir hem de taze bir çözümün oylara etkisi hesaplanıyor olabilir. Hangisi bilmiyoruz. Ancak hükümetin EYT sorununa yaklaşımının ilkesel değil seçim endeksli olduğu unutulmamalıdır.