Türkiye’de ekonomi ile seçim arasında öteden beri kurulan bir denklem var. Bu denkleme göre, ülke ekonomisi çökerse, mevcut iktidar da ilk genel seçimlerde gider. Bugünlerde bu denklem yine Türkiye’de çok prim yapıyor. Muhalefet partileri bu fikre sırtını dayamış durumda ve ilk seçimde zaferi neredeyse garanti olarak görüyor. Ekonomik kriz ve yoksulluk seçimlerde her zaman iktidar değişikliğini beraberinde getirir mi? Bu ilişki dolaysız ve otomatik midir? Yoksa başka faktörlerin mevcudiyeti de gerekir mi? Bunlar 2023 seçimlerine giden yolda yanıtının aranması elzem sorular.
Ekonomik kriz ve yoksullaşma elbette seçmen davranışları üzerinde sonuçlar doğurur. Ancak bu etki otomatik olarak iktidar değişimini beraberinde getirmez. İktidar değişikliği başka birtakım koşulların varlığına da ihtiyaç duyar. En başta seçmenin, iktidarın gerçekten de bir alternatifinin olduğuna inanması, verdiği oy sayesinde kötü ekonomik ve siyasi gidişata son verebileceğine inanması gerek. Bir başka deyişle, muhalefetin umut vadedebiliyor olması gerek. Bu konuda henüz içimizin çok da rahat olmadığı konusunda sanırım az çok hemfikirizdir.