Sevmediklerimizi ne çok konuştuk uzun uzun, sevdiklerimize yer kalmadı sohbetlerde. En çok hangi rengi sevdiğini hiç düşünmemiş olabilir mi bir insan? En sevdiği yazarı, en sevdiği şiiri, en çok nerede olmayı sevdiğini düşünmeye sıra gelmemiş olması kabul edilebilir mi? Yan yana yazmaya kalktığımızda sevmediklerimiz sel gibi akarken neyi sevdiğimizi düşünmek vakit alabilir mi? Böyle bir hayat kabul edilebilir mi?
Seven, sevdiğini öpsün, şefkat bulan başını koynuna gömsün, şakası gelen patlatsın, kahkahası gelen savursun, kuralım üç paralık soframızı, arzu eden buyursun.
İltifat bir huy olsun, övgüye yerimiz olsun, teşekkürü virgül gibi serpelim cümlelere, bir merhaba eksik etmeden gördüğümüz herkese, sevgi denen unutulmaya yüz tutmuş kavram dilerim yeniden dilimizde yer bulsun.
Biz insan kalalım. Bunca sene onlar gibi olmak için savaşmadık. İyilik güzellik bizden yana olsun. Ki yaşadığımıza değsin.
Yaşamak ayıp değil haktır insana.