Ortada yüz binlerce kayıp silah varken, ülke kara para aklama merkezine dönmüşken, devlet-mafya ilişkileri açıklıkla ortaya dökülmüşken, kafamıza sürekli “Seçimle gitmeyecekler, bunlar daha iyi günleriniz” korkusu kazınırken ne yapmalı?
Buradan sonrası kendi umudum, muradım, önerilerim:
İletişimin tüm mecralarında kötümser dilden kaçınmak lazım. Korkuyu aşmak için korkulanı sürekli kendimize hatırlatmak değil, korkunun üzerine gittiğimizde ulaşılacak iyi ve güzele odaklanmak gerekir. Cesaret buradan gelir.
İnsanları gelenekçiliğinden çıkarabilmek, ancak kendi ezberinden daha iyi bir geleceği çok net ortaya koymakla olur. Vadedilen kazanç, kaybedilme ihtimali olandan çok daha büyükse riski almak kolay olur.
Artık kararnameleri, mega projeleri, mafya ifşalarını, yargının durumunu, parti kapatma tehditlerini, fezlekeleri konuştuğumuzun onlarca katı geleceği konuşmalıyız.