Geçen hafta arkadaşlık üzerine yazmıştım. Çok güzel mesajlar, mektuplar aldım. Meğer ne çok hasretmişiz iyi şeyler üzerine okumaya, yazmaya.
Sürekli bir karamsarlık içindeyiz, hayatı normal akışına sokmayı iktidar değişikliğine ertelemek gibi bir hataya düşmüşüz. Hayat o kadar kolay ertelenebilir bir şeymiş gibi her şeyi siyasi beklentiler üzerine kurmuşuz. Sosyal ilişkilerimizi bari toparlayabilseydik; çöken adalet, kirlenen ahlak anlayışı karşısında etik duvar örerken işimize de yarardı. Gün gelip kitlesel bir hareketlilik icap ettiğinde bizi de daha kolay bir araya toplardı.İktidarı eleştirmek kolay, takdir edilecek tek durum yok ortada, siyasi muhalefete de sitemin ötesinde bir öfke birikti, kurulamayan her ittifak sinir bozuyor, kurulan ittifaklar da çare değil yare oluyor bazılarına, sendikalar yeterince inletmiyor ortalığı, demokratik kitle örgütleri daha güçlü duramaz mıydı derken seri eleştiriyoruz birilerini, bir şeyleri, eylemliği, eylemsizliği.Çaresizliği eleştiriyle yenmeye çalışıyoruz, böylelikle başkasını çare olmaya yönlendirebileceğimizi umuyoruz. Bireysel olarak ne kadar çare olabiliriz diye düşünmek daha zor geliyor herhalde ya da herkesin yanları ağrıyordur belki yirmi senelik kavganın üzerine.