İsveç’in gastronomide iç mekanlardaki sigara yasağına birçok ülkeden önce 2005’te başlaması başarıda önemli bir kıstas sayılıyor. Dış mekanlardaki yasak ise 2019’da yürürlüğe giriyor.
Oysa Türkiye’de iç ve dış mekanlardaki yasaklar toptan 19 Mayıs 2008’de başladı ama o gün bugündür yine de dumanımız eksik olmadı. Cayır cayır elektrik ve gaz yakan açık hava sobalarıyla sigaralı hayat kış günü de devam ediyor. (Bari baharda yakmasanız!)
Bu arada Avrupa Parlamentosu’nun iklim kriziyle mücadele için dış mekan ısıtıcılarına yasak yönünde tavsiye kararını uygulayan ülkelerden de olmadı İsveç. Kendi yorumlarına bakarsanız sigaranın artık “normal” sayılmaması önemli bir etken. Azınlıkta kalan tiryakiler üzerindeki rahatsız edici mahalle baskısı yer yer mobbing kıvamına geldiği için uluorta sigara içmek kolay değil. Anketlerde de sigara içenlerin yüzde 70’inin bırakmak istediği ortaya çıkıyor. Ve bırakıyorlar.
Dumansız hava politikasını sertleştiren ülkelerde önemli bir problem var, o da siyasetin tavrı ve toplumsal baskı nedeniyle bağımlıların dumansız ürünlere yönelmesi. Bilim insanları uyarıyor; belki kanser vakaları azalacak, ancak yeni bağımlılık zincirleri ortaya çıkacak ve alternatif ürünlerin potansiyel zararları henüz tam bilinmiyor. Uluslararası dev sigara şirketleri ise yeni bağımlılar sayesinde kâr büyütmek üzere şimdiden yatırım yapıyor.