Batılılaşma, modernleşme için bundan 200 yıl önce de kadınların açılması, balolar, güzellik yarışmaları bir başlangıç kabul ediliyordu. Bugün de pek bir şey değişmemiş. Taklidî modernleşme bunu galiba bir zorunluluk olarak sunuyor.
Bundan beş yıl önce araç kullanma haklarını elde eden Suudi Arabistanlı kadınların erkeklerin tanımladığı “özgürleştirici” alanlara değil, kendi haklarını savunmalarını sağlayacak ortamlara ve mücadele zeminine ihtiyaç var. Kocasına kahve yapmaması boşanma sebebi sayılan Suudi Arabistanlı kadınların çalışma oranı %5’i yeni yeni geçti. Kadınlar seçme ve seçilme hakkına yeni kavuştular. 2015 sonundaki seçimlerde ilk kez oy kullanabildiler. Pek çok meslek kadınlara kapalı. Boşanma ya da dul kalma durumunda, bir kadın erkek çocuğunun velayetini en fazla yedi yaşına kadar, kız çocuğunun velayetini de dokuz yaşına kadar elinde tutabiliyor. Sonra çocuklarının velayetini ya babalarına ya da babalarının ailesine vermek zorunda. Kadınların yargıç olmasına izin yok. Kadınların yanlarında kendilerine eşlik eden bir erkek yakınları olmadan bankaya girmelerinin de yasak olduğu Suudi Arabistan’da güzellik yarışması düzenlenmesi her modernleşen ülkede (geçen yüzyılın başında Türkiye, İran, Mısır’da olduğu gibi… ) var olan bir kod adeta. Lakin bunun kadın haklarına katkısını ayrıca konuşmak gerekir.
Kadın açılımıyla hedeflenen, kadınlara haklarını vermek mi? Bu çok tartışmalı. Keşke yasaları; kadınları aile içinde, toplumda, iş hayatında, siyasette güçlendirecek şekilde değiştirmeye açılım deselerdi. Bu değişime alkış tutan Türk sekülerlerinin cahilliğine ise bir kez daha şapka çıkarttım. Bir zamanlar başörtüsü taktığımız için bize “…Suudi Arabistan’a gidin” diyenlere bugün biz de “Suudi Arabistan’a gidin” diyebiliriz. Orada kadınlar çok çok özgür!!!