Anayasa Mahkemesi (AYM), HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın 2017’de tutuklanmasına ilişkin yapılan başvuruyu karara bağladı. AYM, ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği’ gerekçesiyle Beştaş’a 20 bin lira tazminat ödenmesine karar verdi.
Beştaş, 2014 yılında IŞİD saldırısı altındaki Suriye’nin Kobani kenti için yapılan toplantıya ve Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki sokağa çıkma yasakları ve operasyonların protesto edilmesi için düzenlenen yürüyüşe katıldığı gerekçesiyle 28 Ocak 2017’de gözaltına alınmıştı.
Aynı gün adli kontrol şartıyla serbest bırakılan ancak savcının itirazı üzerine 30 Ocak 2017’de tutuklanan Beştaş’ın tutukluluğu üç ay sürmüştü.
AYM’nin kararında HDP tarafından sosyal medya hesabından HDP merkez yürütme kurulu (MYK) adına halkın sokağa çıkması ve direnişe katılması yönünde çağrı yapıldığı, başvurucunun HDP MYK üyesi olduğu hususlarında kuşku bulunmadığı belirtildi.
Kararın devamında ise şöyle dendi:
“Suça konu çağrının yapılmasının kararlaştırıldığı iddia edilen HDP MYK toplantısında çağrının yapılmasına karar verildiği sırada başvurucunun da hazır bulunduğuna ve bu çağrının başvurucu tarafından sahiplenildiğine, dolayısıyla çağrının başvurucunun iradesi doğrultusunda yapıldığına dair soruşturma makamlarının somut olgulara dayalı bir tespiti bulunmamaktadır. Nitekim ilk kez tutuklamaya sevk edildiğinde başvurucunun tutuklanması talebini reddeden Diyarbakır 4’üncü Sulh Ceza Hakimliği de 28/1/2017 tarihli kararında benzer yönde gerekçelere yer vermiştir. Bu itibarla eldeki belgelere göre somut olayda ‘suç işlendiğine dair kuvvetli belirti’nin soruşturma makamlarınca yeterince ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır.
Anayasa Mahkemesince varılan bu sonuç karşısında tutuklama nedenlerinin bulunup bulunmadığının, tutuklamanın ölçülü olup olmadığının ve tutuklamanın hukuki olmadığına yönelik başvurucunun diğer iddialarının ayrıca incelenmesine gerek görülmemiştir. Son olarak tutuklama süreci ve eldeki belgeler dikkate alındığında somut olayda başvurucunun Anayasa’da öngörülen amaç dışında siyasi saikle tutuklandığına ilişkin şikayetinin yeterli temelinin bulunmadığı değerlendirilmiştir. Açıklanan nedenlerle Anayasa’nın 19’uncu maddesinin üçüncü fıkrası bağlamında ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine’ karar verilmesi gerekir. Başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik müdahale nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 20 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.”