Anayasa Mahkemesi (AYM), güvenlik korucuları ve korucu başları hakkında uygulanacak disiplin cezalarının cumhurbaşkanınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenmesini öngören kanun hükmünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdi. Karar, dokuz ay sonra yürürlüğe girecek.
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, Erzurum 2’nci İdare Mahkemesi, bir korucunun görevine son verilmesine ilişkin baktığı davada, 442 sayılı Köy Kanunu’na 5673 sayılı Kanun’un 2’nci maddesiyle eklenen ek 18’inci maddede yer alan ‘uygulanacak disiplin cezaları’ ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğunu ileri sürerek iptal istemiyle AYM’ye başvurdu.
İptal isteminde, kamu görevlisi olan koruculara ilişkin söz konusu işlemlerin kanunla düzenlenmesi gerektiği savunuldu.
İptal istemini görüşen Yüksek Mahkeme, ilgili kanunda geçen ‘uygulanacak disiplin cezaları’ ibaresinin oy birliğiyle iptaline ve iptal hükmünün dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verdi.
Kararın gerekçesinden
AYM’nin kararında, kamu hizmetlerini yürütenlerin görev, yetki ve sorumluluklarının kamu hizmeti ve hizmet gerekleriyle sınırlandırılmış olduğu, bu sınırların dışına çıkanların ise disiplin cezalarıyla cezalandırılmalarının ilgili kanunlarda öngörüldüğü belirtildi.
Disiplin suçu ve cezalarının sebebi veya sonucu itibarıyla çeşitli temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması sonucunu doğurabileceği ifade edilen kararda, Anayasa’nın 13’üncü maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasının ancak kanuni düzenlemelerle mümkün olduğu aktarıldı.
Koruculara verilebilecek disiplin suçları ve cezalarının yönetmeliğe bırakılmasının yürütme organına sınırsız bir düzenleme yetkisi verdiğine, bunun anayasa aykırı olduğuna işaret edilen kararda, şunlar kaydedildi: “Kuralda disiplin suç ve cezalarıyla ilgili genel ilkeler ortaya konulmadan, kanuni çerçeve çizilmeden, güvenlik korucuları ile korucu başlarına ilişkin disiplin cezaları ve bu cezaları gerektiren eylemler genel hatlarıyla da olsa belirlenmeden disiplin esaslarıyla ilgili hususların tamamının düzenlenmesi yönetmeliğe bırakılmak suretiyle yürütmeye sınırsız, belirsiz, geniş bir düzenleme yetkisi tanınmıştır. Bu itibarla kural belirlilik ve yasama yetkisinin devredilmezliği ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.”