Yüz yıldan çok sürmüş, 1826’da ordunun Batı modeliyle yeniden örgütlenmesini başlangıç sayarsak 190 yıldır süren bir iktidar açlığı şimdi tıka basa tıkınarak giderilmekte.
Hukukun yok edildiği, çağdaş devletin olmazsa olmazı kuvvetler ayrılığının kelimenin tam anlamıyla iğdiş edildiği, parlamentonun göstermelik bir kuruma dönüştürüldüğü bir dönemdeyiz.
Özetle: Siyasal İslam çağdaş devletten, ille de laisizmden ve çağdaş değerlerden intikam için atağa kalktı.
Tayyip Erdoğan siyasal İslamın etkili bir figürü. Ama o kadar…
Başkanlığa açılan anayasa değişikliği referandumu “Erdoğan’a hayır” ekseninde yürümüştü. Ama mücadele artık “Siyasal İslama hayır” eksenine oturmak zorunda…