MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
6 Şubat depremlerinden etkilenen aile hekimliklerinde sorunlar tüm ciddiyetiyle sürüyor. Söz verilmesi ve taleplere rağmen geçen bir yılda bekleme alanı olan, elektriği, suyu düzgün, prefabrik aile sağlığı merkezleri dahi yapılmadı.
Aile sağlığı merkezlerinde (ASM) birinci basamak sağlık hizmetleri veriliyor. Çocukların rutin aşılanması, gebe ve çocukların takibi, muayeneler, kronik hastalıkları bulunan hastaların izlemi, bazı tetkiklerin yapılabildiği ASM’ler bulundukları bölgeler için önemli sağlık kurumları.

Depremin ilk haftalarında bölgede neredeyse hiçbir aile sağlığı merkezi çalışabilir durumda değildi. İlerleyen aylarda depremin yoğun etkilediği bölgelerde aile sağlığı merkezleri kurulmadı. Aile hekimliği hizmetleri hala geçici konteynerlerde ya da çadırlarda veriliyor. Ayakta kalmış kimi aile sağlığı merkezlerine ise müdürlükler yerleşti. Bu aile hekimlerine konteyner kentlerde görev verildi. Sağlık Bakanlığı aile hekimlerinden ASM’leri tekrar kendi olanaklarıyla kurmaları ve tefriş etmelerini istiyor.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu depremin tek bir bölge olarak değil etkilenme şiddetine bağlı sınıflandırılmasını talep ediyor. Gaziantep Nurdağı, Islahiye, Kahramanmaraş Onikişubat, Pazarcık, Dulkadiroğlu, Elbistan, Adıyaman Merkez, Gölbaşı, Hatay, Antakya, Defne, Samandağ, Malatya Battalgazi, Yeşilyurt, Doğanyol gibi depremden yüksek şiddette etkilenmiş ilçelerde, etkilenmemiş sağlık emekçisi ve sağlık kurumu yok. TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, depremin etkilerinin bu gibi bölgelendirmelerle giderilmesi gerektiğini söyledi: “Depremin hemen peşinde hastanelere görevlendirme yapılırken talep etmemize ve gönüllü olmamıza rağmen deprem bölgesinde aile sağlığı merkezlerinde görevlendirme desteği yapılmadı. Bölgede hastane inşaatları yapılırken depremden etkilenen aile sağlığı merkezlerinin inşası yine aile hekimlerinden talep edildi. Depremde zarar gören ya da çalınan malzemelerin yeniden temini de yine aile hekimlerine bırakıldı.”
Depremden etkilenen yerlerde ciddi bir göç yaşandı. Yıkım o kadar büyüktü ki barınacak konut bulmak neredeyse olanaksızdı. Bölgedeki aile hekimlerine depremden önce kendilerine kayıtlı nüfus üzerinden ödeme yapılıyor. Depremin ardından Ocak 2023’teki nüfus sabitlenerek ödeme yapıldı. Ancak bu dönemde düşük maaş alanlar ya da maaşından kesinti olanlar aylardır aynı şekilde kesintili maaş almaya devam ediyor. Kırımlı, “ASM binası yıkıldığı için başka bir birime geçenler ocağa göre değil, güncel nüfusa göre ödeme alıyor. Bu nedenle bölgede kalıp çalışmaya devam eden aile hekimleri yarıya yarıya maaş kesintisiyle bir nevi cezalandırılıyor” dedi.
Yaklaşık 1200 ASM etkilendi
Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, bölgede yaklaşık 1200 ASM’nin afetten etkilendiğini söyledi: yaklaşık 4000 aile hekimi ve yine bir o kadar hemşire, ebe. Sağlık camiası depremde 100’ün üzerinde hekim olmak üzere, 500 sağlık çalışanını kaybetmişti. 10’unun üzerinde de aile hekimi öldü.

Halen aile hekimliği hizmetleri ağırlıklı olarak konteynerlerde devam ediyor. Hem çalışanlar hem de hastalar, sağlık hizmeti gereklilik ve şartlarının sağlanmadığı ortamlara mecbur bırakılıyor. Yerleşik ve olağan duruma yakın çözümler için herhangi bir çaba ortada yok. Mengücük, “Yıkılan ve ağır hasarlıların durumu açık, halen faal olan çoğunluğu içinse ‘depreme dayanıklılık’ büyük bir muamma. Bu sadece deprem bölgesi için değil, olası deprem beklenen İstanbul ve henüz yeni bir deprem yaşamış İzmir için de öyle” dedi.
Sendikanın Sağlık Bakanlığı’na yazılı olarak ilettiği talepler arasında bölgedeki aile hekimleri ve ASM çalışanlarının ayrıca maddi kayıplar yaşamaması için ve teşvik ödemelerinin tavandan verilmesi, performans şart ve kesintilerinin uygulanmaması vardı. Sağlık Bakanlığı deprem illerinde çalışanlar için kısıtlı süreli olarak bunu uyguladı. Fakat iller arasında farklılıklar oldu. Nüfusa dayalı ücretlendirme yapılan bir sistemde, bölgede bu kadar kayıp ve göç varken bu açıdan etkin bir çözüm üretilmedi.
‘Tavan nüfus üzerinden ödeme yapılsın‘
Kısıtlı maddi destek dışında barınma, ailesini güvenli ortamlara taşıma gibi insani destek ve ağır bir afet travması yaşamış bu insanlar için herhangi bir ruhsal destek verilmediğini de belirten Mengücük, şöyle devam etti: “Aksine kendilerinden hiçbir şey olmamış gibi sağlık hizmetine devam etmeleri beklendi. Halen de bazı yerlerde vicdani ve mesleki yaklaşımdan uzak baskıcı talep ve uygulamalar var.”
Sendika deprem illerinde tavan nüfus olan 4000 üzerinden, destek ve teşvikin tavandan hesaplandığı, performans kriterlerinin askıya alındığı bir ücretlendirmenin 1 Şubat’tan itibaren en az bir yıl süreyle yapılmasını talep ediyor. Mengücük bölgedeki sağlık çalışanlarına deprem tazminatı olarak bir ek ödeme de yapılması gerektiğini söyledi: “Mevcut ekonomik koşullarda bir ASM yönetmek ve sürdürmek güçken deprem illerinde bu amaçla verilen cari ödeneğin sınıflandırma gözetmeksizin ödenmesi gerekir. Buralardaki ASM’lerin tüm donanımları ya yok oldu ya da hasarlandı. Ya da tüm tefrişat ve tadilatı bakanlıkça yapılmalı.”
Aşılama programı aksıyor

Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir Hatay’da sağlık kuruluşlarının tümünde olduğu gibi ASM’lerde de ciddi yıkım yaşandığını hatırlattı. En büyük ASM hasarı Antakya ilçesinde gerçekleşmişti. Yıkılan ASM’lerden onarılan ya da güçlendirilmesi yapılan henüz yok. Yeni yapılan TOKİ mahallelerinde ASM planlamalarının doğru yapılması gerektiğini belirten Kandemir, “Birinci basamak sağlık hizmeti merkezde konteynerlerde verilmeye devam ediliyor. Ancak hastaların bekleme yerleri yok. Yazın güneş altında, kışın soğukta ve yağmur altında bekliyorlar. Konteynerlerde hizmet veren ASM’lerde malzeme sıkıntısı yaşanıyor. Sendikamız gücü ölçüsünde malzeme yardımı yapmışsa da eksikler devam ediyor.“
Kandemir, deprem sonrası çocukluk çağı aşılamada ciddi sorunlar yaşandığını da söyledi. ASM’lerin yıkılması, halkın zorunlu yer değişikliği (il içi ve dışı), soğuk zincir koşullarının sağlanamaması, sık elektrik kesintileri, aile sağlığı hemşirelerinde sayıca azlık, kayıt sistemiyle ilgili sorunlar, aile hekimlerinin geçici yerleşim alanlarındaki nüfusu kendi nüfusu olarak görememeleri, sağlık emekçilerinin barınma ve yaşama koşullarındaki gereksinimlerin karşılanmaması, depremzede sağlık emekçilerinin çokluğu, poliklinik yükünün fazlalığı vb. nedenlerle bağışıklama hizmetlerinde istenen düzeye ulaşılamıyor.
Kandemir, “Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları 6 Şubat’a kısa bir süre kalmasına rağmen kendilerini nasıl bir süreç beklediği noktasında Sağlık Bakanlığı’ndan açıklama bekliyor” diye ekledi.