• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Artan Atatürk sevgisi neyi gösteriyor?

11/11/2021 17:47

LEVENT GÜLTEKİN

acikcenk@gmail.com

@acikcenk 

“AK Parti iktidarının bu ülkeye sağladığı en büyük yararlarından biri nedir?” diye sorulsa eminim ki birçok kimse, “Yaptıklarıyla Atatürk’ün, cumhuriyet felsefesinin toplum tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlamak” diye yanıt verecektir.

İlk bakışta çok olumlu bir yaklaşım gibi görünse de bu cevabın kendi içinde barındırdığı bir de olumsuzluk var.


Sizinle bu konu üzerine biraz sohbet etmek istiyorum.

Evet kuşkusuz ki bu iktidarın ülkeye böyle bir yararı oldu. 

Yani istemeden de olsa Atatürk’ü devletin resmi, soğuk yüzünü yansıtan bir değer olmaktan çıkarıp toplumun geleceğe yönelik umudunu, medeni dünyanın bir parçası olma azmini yansıtan ortak bir değere, sembole, kişiliğe dönüştürdü. 

Aslında Atatürk’ün şahsından daha çok onun çizdiği istikametin, cumhuriyet felsefesinin bu ülke için ne anlama geldiğinin, bu felsefeden uzaklaşmış bir ülkenin tam olarak neye benzeyeceğinin geniş toplum kesimleri tarafından görülmüş olmasıdır esas kazanç. 

Bu kazanca benim gibi geçmişte çeşitli nedenlerle Atatürk’e mesafeli durmuş, yani Atatürkçü kimselerin yaptığı yanlışlarla, kabalıklarla, anti demokratik yaklaşımlarla, dahası bu değer istismar edilerek uygulanan bazı politikalarla mücadele etmekten Atatürk’ü anlamaya, ona hak ettiği kıymeti vermeye fırsat bulamamış olanlar hem kendilerindeki hem de genel olarak toplumdaki bu değişimi, gelişmeyi bir kazanç olarak görebilir.

Fakat toplumdaki bu yöneliş kendilerini Atatürkçü olarak gören, gösteren kimseleri bir soruyla karşı karşıya bırakıyor. 

O da şu: “Atatürk niçin, ona gönül verdiğini, onun ideallerinin peşinden koştuğunu söyleyenlerin sayesinde değil de İslamcı bir iktidar sayesinde toplum tarafından daha iyi anlaşıldı, hak ettiği değeri görmeye başladı?”

Yani toplum Atatürk’ün değerini, cumhuriyet felsefesini, dahası bundan yüz yıl önce ülke için çizdiği istikametin ne kadar doğru olduğunu Atatürkçülerin anlatımlarından, çabalarından değil, İslamcıların yanlışlarından öğrendi.

Sizce de burada tuhaf bir durum yok mu?

Hepimizin ama en çok da kendini Atatürkçü olarak tanımlayan siyasetçilerin, aydınların, yazarların ve toplum kesimlerinin bu soru üzerinde derinlemesine düşünmesi gerektiği kanaatindeyim.

Konuşmalarımda ve yazılarımda sıklıkla vurguladığım, benzer bir soru var, müsaade ederseniz yeri gelmişken o soruyu burada da tekrar edeyim.

“Toplum, Atatürkçülerin iktidarında Atatürk’e, dindarların iktidarında dine mesafeli hale geldi… Niçin?”

Halbuki tam tersi olması gerekmez mi?

Bir değeri herkesten daha iyi anladığını, ülke için vazgeçilmez önemde olduğunu düşünen, söyleyen insanların o değeri topluma anlatması beklenirken tam tersi oluyor ve toplum o değeri savunanlar yüzünden daha da mesafeli hale geliyor?

Çünkü savunduğumuz değerlerle yaptıklarımız arasındaki çelişkinin, değerleri kendi çıkarımız için kullanmanın, siyaset malzemesi yapmanın neticesinde en büyük zararını o değerler görüyor.

Diğer bir soru şu: Atatürk’ün zaferi Atatürkçülerin zaferi anlamına geliyor mu?

Buna da ne yazık ki “Evet” diyecek durumda değiliz.

Çünkü ‘AK Parti iktidarı sayesinde toplum Atatürk’ü daha iyi anladı‘ tespiti bu yönelişe sebep olanların Atatürkçüler olmadığı gerçeğini de kendi içinde barındırıyor.

Diğer bir gerçek ise toplumun Atatürk’e, cumhuriyet felsefesine yönelmesi Atatürkçülere yöneldiği anlamına da gelmiyor.

Çünkü Atatürkçüler Atatürk’ü daha iyi anlattığı için değil, daha çok AK Parti iktidarının yaptıklarının neden olduğu duruma tepki olarak ortaya çıkan bir yöneliş var. 

Toplumdaki bu yönelişin ülke için ciddi bir kazanç olduğunu söylüyoruz ama bunun kalıcı bir yönelişe dönüşmesi de gerekiyor.

Yani tepkisel bir yaklaşım olmaktan çıkıp gerçek, sahici bir anlayışa dönüşmesi gerekiyor.

Ak Parti iktidarı yaptığı yanlışlarla kendi zıddını büyüttü.

Aynen geçmişte kimi Atatürkçülerin yaptığı yanlışlarla kendi zıtlarını büyüttüğü gibi.

“Ben daha Atatürkçüyüm”, “Ben daha dindarım”, “Ben daha milliyetçiyim” diyerek insanların ensesinde boza pişirmek, kendi gemimizi yüzdürmek için benimsediğimiz değerleri bir sopa olarak kullanmak, dahası o değerleri siyasette, medyada, ticarette üstünlük sağlama, taraftar toplama aracı görmek yarardan çok zarar getiriyor.

Hem ülke zarar görüyor hem de ülke için hayati derecede önemli gördüğümüz değerler tahrip oluyor. 

Tekrar edeyim: Toplumdaki Atatürk’e yöneliş ülke için olumlu bir durum.

Fakat ne yazık ki tepkiyle ortaya çıkmış bir durum. Tepkisel davranış en yüzeysel, üzerinden düşünülmeden gösterilen davranış biçimidir. 

Korkuyla, öfkeyle, sevinçle… 

Yani akılla değil duyguyla. 

Bu yönelişin ülke için gerçek bir kazanca dönüşmesi için duygunun yerini aklın alması gerekiyor.

Atatürk’ün İslamcıların karşısında elde ettiği bu zaferin Türkiye’nin zaferine, kazancına dönüşmesi için…  Cumhuriyeti gerçek bir demokrasiyle taçlandırmak gerekiyor.

Benimsediğimiz değerleri siyaset aracı yapmaktan, toplumda üstünlük sağlamak için ayrıştırıcı bir kimlik ve baskı aracı olarak kullanmaktan vazgeçmek, herkes için eşit, özgür, adil bir Türkiye hayalini Atatürk felsefesiyle birleştirmek gerekiyor.

Aksi durumda dönemsel tepkiler bir başka dönemde yerini bir başka tepkiye bırakacaktır. 

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Levent Gültekin

SON HABERLER

Seria A'da şampiyon Napoli

İtalya Birinci Futbol Ligi’nde (Serie A) 2024-2025 sezonu şampiyonu Napoli oldu.

Fenerbahçe Beko'nun EuroLeague finalindeki rakibi Monaco

EuroLeague ‘Final Four’ yarı finalinde Olympiakos’u yenen Monaco, finalde Fenerbahçe Beko’nun rakibi oldu.

Atatürk'ün adı Malta'da bir caddeye verildi

Malta’nın Marsa kasabasında, tarihi Türk Şehitliği’ne yakın işlek bir caddeye Mustafa Kemal Atatürk’ün adı verildi.

Hamburg'da tren istasyonunda bıçaklı saldırı: 12 yaralı

Almanya’nın Hamburg kentindeki merkez tren istasyonunda düzenlenen bıçaklı saldırıda 12 kişi yaralandı.

Yargıç, Trump yönetiminin Harvard kararını durdurdu

ABD’de federal yargıç, Trump yönetiminin Harvard Üniversitesi’ne uluslararası öğrenci kabulünü engelleme kararını geçici olarak durdurdu.

Seçim ekonomisi mi ekonomiye 'sabotaj' mı?
Neo-Kemalizmi anlamak – 1

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 761 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Korkut Boratav: ABD emperyalizminin yeni yüzyılda saldırganlaşması, dolar hegemonyasını zayıflattı

Zafer Arapkirli: İlhan Şeşen'in dediği gibi iktidar açısından 'Benim Aklım Başımda Değil'e çok kolay bağlayacaksınız siz de…

Zeynep Aktaş: Enflasyonun üzerinde getiri sağlayanlar yatırımcıların dikkatini çekiyor

Erdal Sağlam: Var olan güvensizlik büyüyor

Burcu Aydın: Bu, temmuzda asgari ücret, memur ve emekli maaşlarında bir artış öngörülmediği anlamına geliyor

Kansu Yıldırım: CHP'li ve DEM Parti'li yerel yönetimlerin üzerinde tam denetim sağlamak hedefleniyor

Sefer Levent: 30 çalışandan biri artık motokurye

İbrahim Kahveci: O da ne? Köprü hala müteahhitte….

Deniz Zeyrek: Akılları fikirleri cinsellik

Esfender Korkmaz: Sorunların nedenlerinden biri de IMF ile gelen dalgalı kur politikası

Çiğdem Toker: Şimşek programının bir uluslararası toplantılarda görünen yüzü var, bir de kayda girmeyen yüzü

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×