Güzel de 15 yılda satılan kamu kurumları, petrol tesisleri, haberleşme sistemi, limanlar, ne olacak? Şimdi bu kurumlar kime hizmet ediyor, kime para kazandırıyor?
Ve 15 yılda yapılan yaklaşık 800 milyar dolarlık ihalenin komisyonları ne oldu?
Kimse, “Ne komisyonu?” demesin. Amerikalılar bu komisyonların, hangi ülkelerde, hangi bankalara, kimlerin isimleriyle yatırıldığını biliyor ve bu bilgileri, Türkiye’ye karşı siyasi şantaj malzemesi olarak kullanıyor.
Türkiye işte böyle dar bir tünelin altında kalmıştır! Kurtuluş mümkündür ama mevcut kadrolarla değil!
***
Bütün medyayı yandaşlaştırmak, kalanları da mahkeme kararıyla tehdit ederek susturmak, bir ülke için darboğaz değil midir?
Artık AKP’li seçmen de bu baskıları görmekte ve Türkiye’nin geleceğinden endişelenmektedir. AKP’yi destekleyen medyada da “Afrin’e pirince giderken, Hatay’ı kaybetmeyelim!” deniliyor artık!
Bu kadar baskı, elbette bize de zarar verebilir ama yapanlara hiçbir hayır getirmeyecektir. Bunu görmek için de fazla beklemeyeceğiz!