Almanya’da koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti (FDP), tüm bakanlarını hükümetten geri çekerek koalisyondan fiilen ayrılma kararı aldı.
FDP Federal Meclis Grup Başkanı Christian Dürr, Berlin’deki açıklamasında parti lideri Maliye Bakanı Christian Lindner’in bakanlık görevinden alınmasının ardından tüm FDP’li bakanların hükümetten geri çekildiğini bildirdi.
Dürr FDP’li tüm bakanların istifalarını Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’e sunacaklarını belirtti.
Böylece FDP, Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller’le koalisyon ortaklığından ayrılma kararı almış oldu.
FDP lideri, başbakanı suçladı
Görevden alınan maliye bakanı Linder, hükümet ortakları arasında yaşanan gerilime ilişkin Federal Mecliste açıklamasında şöyle konuştu:
“Başbakan (Olaf Scholz), anayasadaki borç frenini askıya almamı talep etmiştir. Görev yeminimi ihlal edeceği için bunu kabul edemezdim. Bu nedenle Şansölye bu akşamki koalisyon toplantısında benimle ve FDP ile işbirliğini iptal etti.”
Şansölye Scholz’a, yeni bir federal hükümetin kurulmasını kolaylaştırmak ve Almanya’nın hareket kabiliyetini garanti altına almak için erken seçim önerdiğini kaydeden Lindner, “Şansölye, koalisyon toplantısında bu teklifi sert bir şekilde reddetti” dedi ve şöyle devam etti:
“Net ilkelerimiz ve inançlarımız var. Şimdi ülkemiz yeni bir yön kararıyla karşı karşıya. Yeni bir büyüme, refah ve inovasyon çağına ihtiyacımız var ve Hür Demokratlar hala bu ülke için sorumluluk almaya hazır ve gelecek yıl başka bir hükümette de aynısını yapmak için mücadele edeceğiz.”
Lindner, Scholz’u Almanya’nın yeni bir başlangıç yapmasını sağlayacak güce sahip olmamakla eleştirdi.
Partisinin vergi yükünü hafifletmeyi, pratik bir iklim ve enerji politikasını, göçmenlik üzerinde daha fazla kontrol sağlamayı planladığını aktaran Lindner, bu önerilerin Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller tarafından müzakere temeli olarak bile kabul edilmediğine işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Olaf Scholz, uzun süredir ülkemizin yeni bir ekonomik canlanmaya ihtiyacı olduğunu fark edemedi. Uzun süredir vatandaşların ekonomik endişelerini küçümsedi. Hatta bugün bile, vatandaşların Almanya ile tekrar gurur duymalarını sağlayacak gerekli kararları sorguluyor. Şansölye’nin önerileri yetersiz, iddiasız ve ülkemizin temel büyüme konusundaki zayıflığını aşmaya katkıda bulunmuyor. Bu şekilde refahımızı, sosyal güvenliğimizi ve ekolojik sorumluluğumuzu sürdüremeyiz.”
Muhtemel dört senaryo konuşuluyor
Koalisyondaki bir tarafın ayrılması durumunda, Başbakan Scholz, dört yıllığına seçildiği için mecliste başka çoğunluk oluşturabilir. Bu durumda Scholz, hükümetten ayrılan tarafın bakanlarının görevine son verir ve bunların yerine yeni bakanlar atar.
Ancak bu senaryo gerçekçi bulunmuyor. Çünkü kamuoyu yoklamalarında, yüzde 32-34 bandında bulunan ve erken seçime gidilmesini talep eden ana muhalefetteki Hristiyan Birlik partilerinin (CDU-CSU) buna yanaşmayacağı söyleniyor
Bir başka senaryoya göre, Başbakan Scholz azınlık hükümeti kurabilir. Bunun gerçekleşmesi durumunda, Scholz hükümetinin her bir yasa için mecliste çoğunluk bulması gerekecek. Bunun için de muhalefetin desteğine ihtiyaç duyacak ve muhtemelen yasaların çıkması zorlaşacak.
Bir başka seçenek de milletvekillerinin başbakana karşı bir güven oylamasına gitmesi. Mevcut başbakan güven oylamasını kaybeder ve milletvekillerinin gösterdiği bir başbakan adayı meclisten çoğunluğu alırsa, yeni başbakan olarak görev yapabilir.
Ancak bunun için aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) milletvekillerinin desteğine ihtiyaç duyulacak. Meclisteki diğer tüm partiler AfD’yle her türlü işbirliğine karşı çıktığı için bu seçeneğin gerçekleşmesi zor görünüyor.
Bir diğer ve en gerçekçi seçenek ise Başbakan Scholz’un meclisten güvenoyu istemesi olarak görülüyor.
Başbakan meclis çoğunluğunu arkasında toplaması ve güvenoyu alması durumunda hükümet devam eder, aksi durumdaysa başbakan, cumhurbaşkanından erken seçime gidilmesini isteyebilir. Cumhurbaşkanı 21 gün içinde bu kararı alır, ardından 60 gün içinde erken seçim yapılması gerekir.