Hürriyet’in haberine göre, ilçe halkı tarafından çok olumlu karşılanan ilk Ermeni asıllı kaymakamın görevine başlaması için Cumhuriyetin 99. yaşına kadar beklemek zorunda kalmamız, övünülecek bir durum mu dersiniz?
Öyle ya! Din, mezhep, soy, sop, ırk, etnik temel öğelerine dayanmayan subjektivist Türk ulusçuluğunun ürünü olan Cumhuriyetin bir Ermeni kaymakam, bir Rum vali, bir Yahudi yargıca sahip olması için bu kadar beklemek mi gerekirdi ve işler yolunda, normal seyrinde gitseydi, doğal karşılanması gereken bu olaylar haber mi olurdu??
Yaşadığımız son yirmi yıllık süreç, “Demokrasiye gidiyoruz lay lay lom” diye güle oynaya dinci bir diktanın en karanlık dip dehlizlerine bir kez daha düşmemek için yukarıdaki soruyu doğru yanıtlamamız gerektiğini gösteriyor.
Her konuda bizden olanlar ve olmayanlar ayırımını yapıp devletin bizden olanların, olmayanları sömürdüğü, baskı altında inlettiği bir ortamda, “Nihayet bir Ermeni kaymakamımız da oldu” diye zil takıp oynamak saplantılı bir aldanma tutkusundan başka nedir ki? Devleti şeffaflığa, hukukun üstünlüğüne, liyakate saygıya ulaştırmadan valiler ve kaymakamların, her şeye muktedir AKP’nin il ve ilçe başkanı konumunda biat etmiş kullar olarak kullanıldıkları bir ortamda Denizli’nin genç nüfusun bırakıp göçtüğü Babadağ ilçesine Ermeni asıllı kaymakam, hukuk ve demokrasi ayıplı düzenimizi bir anda aklamaya yetecek midir?