Haziran seçimleri AK Parti’nin siyaset tarzına, 2013-2105 arası örselenmeye ve sarsıntılara, eksik demokrasi duyarlılıklarına yönelik bir tepki, bir uyarıdır.
Bu tepkinin sonucu olarak AK Parti’nin iktidardan uzaklaşması ihtimalinin doğması, bunun seçmen nezdinde diğer kazanımlar açısından kayıplara yol açabileceğinin görülmesi ise Kasım seçimlerinin tam tercümesidir. Haziran-Kasım arasında AK Parti’siz koalisyon, Erdoğan’sız Türkiye arayışlarının sağ seçmen üzerindeki etkisini de özellikle bir kenara yazmak gerekir.
Sonuç olarak, Kasım seçimlerinde ortaya çıkan tablo, sosyolojik eşitlenme halinin, hizmet politikalarının, ekonomik ve siyasi istikrarın, diğer bir ifadeyle AK Parti’yi AK Parti yapan ilk iki unsurun açık ara galebe çalmasıdır.
Ancak ne bir kesimin tutumu tek tip bir davranışa indirgenebilir, ne de bir kişinin davranışı tek faktörle açıklanabilir.
Haziran’da AK Parti’ye oy vermeyip, Kasım’da oy veren yaklaşık 4-5 milyon seçmenin her iki seçimin duyarlılıklarını bünyesinde taşıdığı söylenebilir.
Bir yanda eleştiri ve tepki hali…Diğer yanda destek ve sahiplenme hali…