RIFAT DOĞAN
Adana’nın Aladağ İlçesinde 11’i çocuk 12 kişinin hayatını kaybettiği Süleymancılar’a ait kaçak yurttaki yangını araştıran Meclis Komisyonu’nun görüştüğü aileler, yurtta din derslerinin zorunlu tutulduğunu, çocuklarının bu yüzden etütlere katılamadıklarını belirtti.
Yurtta akşam 7 ile 11 saatleri arasında bulaşık yıkayan ve din dersleri görmeleri zorunlu tutulan çocukların yorgun düştükleri ve gündüz okulda sırada uyuya kaldıkları da ailelerin anlatımlarında ortaya çıktı.
Aladağ’da geçen yıl 29 Kasım’da çıkan yangını araştırmak için kurulan TBMM Araştırma Komisyonu’nun Kışlak Köyü’nde aileler yaptığı görüşmede aileler şunları anlattı:
F.Z.A.’un babası Ahmet Altun: Evet. Ben de bu çocuklarımı aldım, okula vardım, müdürün yanına. Okul Müdürü var, Mücahit Aydın. “Böyle böyle bir durum var. Bunlar geldi, bu çocukların…” dedim. “Kardeşim, bak, en iyisini yapıyorsunuz. Biz orada hemşire vereceğiz, öğretmenleri getirip etüt yaptıracağız, biz denetleyeceğiz, kafanız rahat olsun. Hem din dersi öğrenir hem şey olur” dedi.
Gülay Yedekçi (İstanbul): Bunu okul müdürü söyledi, değil mi, Mücahit Aydın?
F.Z. A.’un babası Ahmet Altun: Evet, Mücahit Aydın.
Mustafa Ali Balbay (İzmir): Sinanpaşa…
Çocuklar yorgun düştükleri için okulda sırada uyuya kalıyormuş
F.Z.A.’un babası Ahmet Altun: Evet, bu şekilde dedi bize. Bu, bir sene okudu. İkinci sene, işte bu sene orada benim çocuğum, yurt yıkılınca oraya şey yaptık. Bu olaydan bir hafta önce ben vardım. Bu çocuklar, öğretmenleri dedi bana… İş yeri yakın olduğundan varırdım her hafta. Benim çocuğum 8’inci sınıfta, “Etütlere çalışamıyoruz” dedi. “Merkezde çalışıyor, bizi salmıyorlar etüde. Dinî ders var diye biz etütlerde çalışamıyorduk. 8’inci sınıfa nasıl hazırlanacağım ben?” dedi. Müdürün yanına vardım ben, akşam tatil olmuş. Öğretmenler falan bana “Çocuklar sırada uyuyor. Gece çalışıyorlarmış, bulaşık yıkıyorlarmış. Siz müdüre varın, söyleyin” dedi.
Gülay Yedekçi (İstanbul): Bunu öğretmen mi söylüyor?
F.Z.A.’un babası Ahmet Altun: Öğretmenler dedi. “Çocuklar sırada uyuyor. Dinî ders… İşte, bulaşık yıkıyorlarmış. Bu çocuklar kaldıramıyor bu dersi, sırada uyuyorlar” dedi. Ben de Müdüre vardım, işte, bazı öğretmenler de vardı.
Başkan: Hangi okulun öğretmeni dedi bunu?
F.Z.A.’un babası Ahmet Altun: Aynı, bu ilkokul, Sinanpaşa.
Oranın ekmeğini yiyor, dini dersi mecbur yapacak
Başkan: Sinanpaşa. Yok, hayır, müdürü başka bir şey söylüyor, öğretmeni onu söylüyor.
F.Z.A.’un babası Ahmet Altun: Evet. Ben müdürün yanına vardım, öğretmenler de vardı. “Böyle böyle Müdürüm, bu çocuk ağlıyor ‘Etütlere çalışamıyorum’ diye. Bu dinî ders olmasa, bu çocuklar, 8’nci sınıflar burada etüdünü yapsa olur mu?” dedim, “Olmaz, dinî dersini görecek” dedi Mücahit Aydın, Müdür.
“Hocam, bu çocuk ağlıyor. ‘Merkezde etüde çalışıyorlar, biz çalışamıyoruz, yorgun düşüyoruz.’ Bak, bu şekil ağlıyor çocuk ‘Etüde çalışamıyoruz. Sınava hazırlanamıyorum’ diye.” dedim.
“Buranın ekmeğini yiyor” dedi. Bana önce “En güzel yere gidiyor çocuklar. Gönderin, kafanız rahat olur. Biz hemşire vereceğiz, öğretmenlerimizle orada etütlerini falan yapacağız, denetleyeceğiz. Çok iyi ettiniz” dedi. Bu şekil olduğu hâlde ben sonra vardım, bana dedi ki “Oranın ekmeğini yiyor, dinî dersini mecbur yapacak” dedi.
Gülay Yedekçi (İstanbul): “Oranın ekmeğini yiyoruz, dinî dersini yapacak” dedi.
F.Z.A.’un babası Ahmet Altun: Evet, “Yapacak, mecbur” dedi. Ben bir hafta vardım, geldim, ondan sonra benimle konuşmadı.
Çocuklara dört saat boyunca bulaşık yıkattırıyorlarmış
S.T.’ın babası M.T.: Bu çocuklar da bize orada söylemiyorlar, hani gelip orada baskı yapar diye. Bu çocuklar buradan geri dönüşte hatim indirirlermiş, saat yediden on bire kadar bulaşık yıkarlarmış. Bunu da biz duymadık, sonradan duydum, bu olaydan sonra duydum ben. Bunlar hakkında da şikâyetçi olurduk. Bu çocukların okulda uyumasının nedenlerinden biri de oymuş.
Gülay Yedekçi (İstanbul): Yediden on bire kadar bulaşık yıkıyorlarmış.
S.T.’ın babası M.T.: Evet, yani, bulaşık yıkattırırlarmış orada. Bunu toplarlarmış, sonra da hatim indirirlermiş, çocuklara bulaşık yıkattırırlarmış.