Önce şu gerçeğin altını çizelim.
Yüzde 45 faizin ne zaman değişeceğini, ağırlıkla da aşağı çekileceğini belirleyecek iki temel
etken var.
Biri; iktisat kuralları.
Diğeri; siyasetçinin ne istediği.
İşte “gerektiği müddetçe”ye yanıt ararken ancak ilkinden hareket edebiliriz.
Çünkü siyasetçinin ne zaman ne isteyeceğini bilmek mümkün değil.
Oysa Merkez Bankası iktisadi olarak ne olursa ne olacağını sıralıyor. Bizim irdeleyeceğimiz de zaten o..
Öncelikle aylık enflasyonun ana eğilimine bakılacak. Söylenen bu.
Merkez Bankası enflasyonun mayısa kadar yüksek gideceğini aylar öncesinden açıkladı. Hem mayıs için yıllık oranın yüzde 74’le zirveye çıkacağının beklendiği de yine çok önce ilan edildi.
Geçen yılın aralık ayı sonunda yüzde 65 olan yıllık oranın mayıs sonunda yüzde 74’e ulaşması, ilk beş ayda yüzde 22 dolayında bir artış beklendiğine işaret.
Yıllık oran için mayısta yüzde 74’e, yıl sonu için yüzde 36’ya işaret edildiğinde her ay aynı düzeyde artış varsayımıyla ilk beş ay için aylık yüzde 4’lük bir tahminde bulunmuştuk. Artık ilk beş ayın nasıl seyredeceği daha belirgin hale geldi.
Ocak ayında yüzde 9, şubatta sarkan etkisiyle yüzde 4.5 dolayında bir artış beklediğimizi bir kez daha belirtelim. Sonraki üç ayda aylık yüzde 2.5 artış yaşansa ilk beş ay toplamı yüzde 23’e yaklaşır, mayıstaki yıllık artış da yüzde 75 olur.
Merkez Bankası ocak ve şubattaki yüksek oranları aylık enflasyonun ana eğiliminin bozulması olarak görmez. Bu oranlardan dolayı da bir faiz artışına gidilmez. Zaten sonrasında oranlar görece düşük gelmeye başlar ve faiz artışı hiç gündeme gelmez.