İstanbul el değiştirmese ve İmamoğlu ile Kurum arasında İmamoğlu lehine yalnızca yarım ya da bir puan kadar fark olsaydı da kesinlikle 1 Nisan sabahına pek rahat uyanmazdık.
Ya seçim sonrasının konuşmaları…
Seçimden AKP galip çıkmış olsaydı Erdoğan’ın balkon konuşması yine böyle ılımlı olur muydu?
Oysa CHP Lideri Özgür Özel tartışmasız büyük bir zafer kazanmış olmasına rağmen rahmetli Süleyman Seba’ya da gönderme yaparak çok ılımlı bir konuşma yaptı.
İşte bütün bunları düşünüp kafamda canlanan senaryodan sonra yazıma “Türkiye nefes aldı” başlığını uygun gördüm.
Türkiye bu sonuçla daha büyük bir kaosa sürüklenmekten kurtuldu.
Önemli olan büyük fotoğraf
Seçim sonuçları belli olduktan sonra sosyal medyada yapılan yorumlara baktım, pek anlam veremediğim şekilde bir istikrarsızlık kaygısının, bir erken seçime gidileceği beklentisinin hakim olduğunu gördüm.
Bizde ne yazık ki ekonomik istikrar ya da istikrarsızlık kavramları piyasadaki günlük hareketlere indirgeniyor.
Borsa arttı mı, düştü mü; döviz ne oldu; altın fiyatlarının seyri; faizlerin düzeyi gibi…
Bütün bu göstergelerde günlük keskin hareketler görülebilir; bu hareketlerin bir çok nedeni olabilir. Önemli olan bu hareketlerin dalga boyu ve süresidir ve daha da önemlisi bu hareketleri yaratan etkenlerin ne olduğudur. Küçük fotoğrafa takılıp kalmamak, büyük fotoğrafa bakmayı alışkanlık haline getirmek gerekir.
Türkiye mevcut durumda zaten birçok yönden istikrarsızlık yaşamaktadır. 31 Mart sonuçları Türkiye’yi bu istikrarsızlığın içine daha da itmemiş, tam tersine bir etki doğurmuştur.