Hesap öylesine net, öylesine basit ki…
Eğer biz döviz kurunun yukarı gitmesine yol açacak adımlar atmasaydık petrolü çok daha ucuza mal edecek ve akaryakıtı şimdiki fiyata göre çok daha ucuza kullanacaktık. Akaryakıt böyle ucuz kalınca enflasyon tabii ki tırmanıp gitmeyecekti.
Hani Türkiye ekonomisi saldırı altında ya, hani dış güçler bize zarar vermeye çalışıyor ya; birisi çıkıp bu hesapta dış güçlerin hangi aşamada devreye girdiğini açıklasa da öğrensek.
Dış güçler safsatası, “Sorumlu ben değilim” demenin en kestirme yolu. Alıcısı da var ve hiç eksilmiyor, bu yüzden de bu gerekçe tepe tepe kullanılıyor.
Türkiye ekonomisine dönük saldırı öyle ileri sürüldüğü gibi topyekun olmuyor. Sizin bölge ülkelerine, hatta dünyaya kafa tutan bir sanayi tesisiniz, bir üretiminiz mi var, rekabette öne geçecek kalitede ve fiyatta üretim mi yapıyorsunuz, ona ekonomik yönden saldırı olur tabii ki. Oluyor da zaten. Vergi duvarları, rekabet ihlali iddiaları kimi sanayi tesisleri için bitmek bilmiyor.
Ama bizim yurtiçinde benzini, motorini kaç liraya kullandığımızı bir tek biz belirliyoruz; bizim attığımız adımlar belirliyor.