AKP’nin 2007’deki anayasa taslağını hazırlayan akademik heyetin başında olan Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun, geçmişte Anayasa Mahkemesi’nin türban ve 367 gibi vesayetçi kararlarını çok eleştirdiğini ancak bugünkü kararların hukukilik sınırı içinde olduğunu belirtti.
Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel’e konuşan Özbudun, “Bir süredir AYM’yi itibarsızlaştırma yolunda beyanlar var. Ben bunları çok yadırgıyorum ve çok haksız buluyorum. Çünkü AYM’nin aldığı kararların Anayasa’nın ve hukukun gereği olan doğru kararlar olduğuna kaniyim” dedi.
‘AYM’yi kaldırmayı kamu vicdanı kabul etmez’
Özbudun, bir mahkemeyi paralel ve gayrimilli bir kurum olarak göstermenin, itibarsızlaştırma kampanyası yürütmenin ‘fevkalade büyük bir haksızlık’ olduğunu belirtti. Özbudun, AYM’yi kaldırmanın ise kamu vicdanını yaralayacağı görüşünde: “AYM’yi kaldırmak, yetkilerini kısıtlamak ya da kompozisyonunu siyasetin emrinde bir kurum haline gelecek şekilde değiştirmek sistemin demokratik standartlardan iyice uzaklaştırılması demektir. Bunları kamu vicdanının kabul edeceğini sanmıyorum.”
Ergun Özbudun’un söyleşisinden satırbaşları şöyle:
AYM, AİHM’in yorum tarzını izlemesi normal
– AİHM, eğer iç hukuk yollarından tatminkâr bir sonuç alınamayacağı anlaşılıyorsa meseleye el koyuyor ve gerekirse ihlale karar veriyor. Türkiye’yi ilgilendiren birçok dava hakkında da bu yönde karar verdi. Bizim AYM’nin de AİHM’nin yorum tarzını izlemesi normaldir. Çünkü orada yürütmeyi durdurma kararı yerine getirilmiyor, bundan sonuç alınması ihtimali çok uzun bir sürece erteleniyor. Dolayısıyla orada siyasi saikle hareket ettiği kanısında değilim.
‘Erdoğan’ın AYM’ye başvurması enteresan bir durum’
– [Erdoğan’ın AYM’ye bireysel başvurusu hakkında] Burada AYM’ye başvurunun şartlarının olduğunu sanmıyorum. Eğer bir dava konusu olacaksa bunun muhatabının TİB olması lazım, çünkü bunları yayınlamaya devam eden bu organdır. TİB de diyecek ki ‘AYM’nin kararı var, ben ona uymaya mecburum’. AYM’ye müracaat ettiğiniz takdirde o da ‘Ben bu konuda karar verdim’ diyecek. Yani son derece enteresan, emsaline rastlanmamış bir hukuki durum.
‘Başkanlık sistemi ısrarını anlayabilmiş değilim’

Özbudun, “Parlamentoda çoğunluğa sahip olan parlamenter bir başbakan, Amerikan tipi bir başkandan daha güçlüdür” diyor.
– Ben AKP’nin ve Sayın Başbakan’ın niçin başkanlık sistemi arzu ettiğini anlayabilmiş değilim. Muhtemelen danışmanları kendisine bu sistem hakkında yanlış bilgiler veriyorlar. Pek çok siyaset bilimcinin üzerinde mutabık olduğu şey şu ki; parlamentoda çoğunluğa sahip olan bir parlamenter başbakan, Amerikan tipi bir başkandan daha güçlüdür siyasette. Kendi isteklerini parlamentodan geçirme imkânı çok daha güçlüdür. Amerikan başkanının kongreyi etkileme imkânı yok.
‘Başbakanla en son 2011’de görüştük’
– Ben doğru bildiğimi o zaman da ifade ettim, şu anda da ediyorum, benim pozisyonumda bir değişiklik olmadı. 2004’te, 2007’de, 2008’te, 2010’da neredeysem bugün de orada duruyorum. Değişim varsa bende ve benim benzerlerimde değildir, AKP’dedir.
Başbakanla en son 2011 seçimlerinden biraz önce görüştük. Sonrasında bir temasımız olmadı.
– O dönemde başkanlık sistemine uygun bir anayasa hazırlansın deselerdi kesinlikle bu görevi kabul etmezdim. Grubumuzdaki altı kişiden hiçbirinin başkanlık sistemi yönünde bir tercihi yoktu. Dolayısıyla, cumhurbaşkanının yetkilerini adamakıllı sınırlandıran, onu temsili bir makam haline getiren, parlamenter sisteme uygun bir taslak hazırladık. Sonrası malum, o taslak bir yere varmadı.
‘Evren bile o yetkilere müracaat etmedi’
– [Erdoğan’ın 1982 Anayasası’nın cumhurbaşkanına verdiği olağanüstü yetkileri de kullanılabileceği iddiası üzerine] Evren anayasası diyoruz ama Evren’in kendisi bile buna müracaat etmiş değil. AKP ne kadar disiplinli bir parti olursa olsun, bu anayasal sistem içinde sürtüşme çıkmasından kaçınılamaz. Cumhurbaşkanınınkiler daha çok önleyici yetkilerdir, politika üretici yetkiler değildir. Sayın Başbakan cumhurbaşkanı olmak istediği ama aynı zamanda icracı rol oynamak istediği takdirde bu bir zorlama olacak. Bu da her an yine bir tartışma ve kutuplaşma nedeni olur.