Türkiye, Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) yeniden siyasi denetim sürecine aldığı ilk ülke oldu.
Türkiye’nin yeniden denetim sürecine alınmasının ne anlama geldiğini, kararın nasıl alındığını, sürecin nasıl işletileceğini ve Türkiye’den nasıl taleplerin olduğunu sizin için derledik.
Türkiye’nin denetim süreci tarihi
Denetim süreci AKPM bünyesinde 1990’ların başında yürürlüğe konmuştu. Sürecin hedefi Avrupa Konseyi üye ülkelerinin en yüksek demokrasi ve insan hakları standartlarına ulaşma yönünde verdiği sözleri yerine getirmek. Esas amaç ise Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin Batılı standartlara sahip demokrasiye geçişini sağlamak.
Türkiye daha önce 1996 yılında ilk kez denetime alınmış, bu süreç 2004 yılına kadar sürmüştü. Türkiye 2004’ten bu yana denetim-sonrası diyalog sürecinde bulunuyordu. 2004’ten sonra Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyelik müzakerelerinde yeni fasılların açılmasına dair sürecin de önü açılmıştı.
Yeniden denetim süreci darbe girişiminin ardından gündeme geldi

Fotoğraflar: Reuters
Türkiye’nin yeniden denetim sürecine alınması ilk kez 2013’te gündeme gelmiş fakat AKPM, Türkiye’ye iki yıl ek süre vermişti. Bu sürenin verilmesindeki amaç ise Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi standartlarında içinde bulunduğu durumu gözlemlemekti.
Darbe girişimi sonrası yaşanan gelişmelerin özellikle Avrupa nezdinde yoğun eleştirilere maruz kalmasının ardından Türkiye’nin yeniden denetim sürecine alınması gündeme geldi.
Oylamaya ilişkin tartışma sürerken, ‘partili cumhurbaşkanlığı’ referandumu öncesinde Avrupa’yla yaşanan krizle birlikte Türkiye ile ipler iyice gerilmişti. Özellikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Almanya ve Hollanda’ya yaptığı ‘Nazi benzetmesi’ Avrupa tarafından sert biçimde kınanırken, Erdoğan’ın AB üyelik müzakerelerinin sonlandırılması için de referanduma gidilebileceğini açıklaması yaşanan krizin en net tezahürü olmuştu.
AKPM’nin kararı ne anlama geliyor?
Haftalar süren gerginliğin ve 16 Nisan’daki referandumun ardından AKPM, Türkiye’nin yeniden denetim sürecine alınmasını 45’e karşı 113 oyla kabul etti. Böylece Türkiye denetim sonrası diyalog sürecinden bir adım geri düşmüş oldu. Bu da Türkiye’nin 2004 öncesindeki duruma gerilemesi anlamına geliyor.
Denetim sürecindeki ülkeler arasında Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bosna Hersek, Gürcistan, Moldova, Rusya, Sırbistan ve Ukrayna katılıyor.
Denetim süreci, ülkelerin hangi ‘demokrasi ligi’nde olduğunu gösteriyor.
Avrupa’nın talepleri neler?
Bu kapsamda AKPM, Ankara’dan 2018 yılı içerisinde 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan ‘baskı dönemi’ne ilişkin bazı adımlar atması ve mevcut koşulların hafifletilmesini talep ediyor.
AKPM’nin Türkiye’den somut talepleri de var. Bu taleplerin arasında, darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) uygulamasına ve bu kapsamda yayımlanan kanun hükmünde kararnamelere (KHK) son verilmesi de bulunuyor.
Taleplerden biri de KHK’larla on binlerce kişinin toplu biçimde meslekten ihraç edilmesinin durdurulması.
Hükümet, ihraçların ardından OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulduğunu duyurmuştu ancak komisyon şimdiye kadar faaliyete geçmedi. AKPM, komisyonun işletilmesini istiyor.
Suçlu oldukları kanıtlanmamış tutuklu milletvekillerinin ve gazetecilerin serbest bırakılmasını talep eden AKPM, medya ve ifade özgürlüğünün yanısıra son dönemde yoğun tartışma konusu olan adil yargının da güvence altına alınmasını istiyor.
Süreç nasıl işleyecek?
AKPM, temel taleplerin hangi ölçüde yerine getirildiğini 2018 içinde gözden geçirecek.
Bu kapsamda AKPM denetim komisyonu raportörleri Türkiye’yi düzenli olarak ziyaret ederek yetkililerle diyalog süreci yürütecek.
Türkiye’nin talepleri yerine getirme ve sorunları çözme sürecinin ne ölçüde tamamlandığına ilişkin tüm üyelerin katılımıyla tartışmalar yürütülecek.