Karşıda bir 6’lı Masa bloku oluşmuştu. “Ortak Aday” diye bir arayış vardı Masa’da. 6 partinin tabanını tatmin edecek bir isim aranıyordu.
Tamam, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş gibi isimler vardı, Kemal Kılıçdaroğlu, yan kulvardan atak halindeydi ama, gene de karar “6’lı Masa”dan çıkacaktı.
İşte şu malum “Mahkeme kararı” tam bu süreçte geldi. Geldi’den öte, siyaset arenasına bomba gibi düştü.
“İktidarın İstanbul egemenliğini yıkan adam”, Ekrem İmamoğlu’nun yargılanması siyasi iradenin ilgisi dışında olabilir mi? Üstelik “İstanbul işi” de “Yargı engeli”ni aşan bir halk iradesi ile gerçekleşmiş. Üstelik dava sürecinde İmamoğlu’nun “hakaret” diye nitelenen “Ahmak” sözünün, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine değil, İçişleri Bakanı’na yönelik olduğu görüşünü belirten yargıç değiştirilmiş.
Yeni bir hakim tayin edilmiş.
Bir de savcı var.
Bu savcı ile (Furkan Okudan) bu hakimin (Mehdi Komşul) elindeki davada, Ekrem İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15’günlük bir hapis cezası çıkmış. Ceza İmamoğlu’na aynı zamanda siyasi yasak getiriyor.