Bir insanın kendi hayatını, sağlığını açık biçimde tehlikeye atmayı, aylarca açlık ıstırabını artarak çekmeyi, işine geri dönmek için göze alabilmesi için, hem yaptığı işi çok sevmesi hem de bütünüyle haksız, keyfi ve onur kırıcı bir işlemin mağduru olduğuna inanması gerekir.
Bu bedeli ödemeyi göze almış kişilere, aldıkları ve alacakları kararları saygıyla karşıladığımızı ve yaşamaya devam etme mücadelesinin bir o kadar önemli olduğunu söylemekten fazlası bize düşmez.
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, İstanbul’a yaklaşan Adalet Yürüyüşü’nün, onların adalet taleplerini de var gücüyle dile getirdiğini elbette biliyorlardır.