Ama bildiğim bir şey var: Muhalefet onun isminde birleşerek çok akıllıca bir hamle yaptı. Hatta şunu da söyleyebilirim:
Yapabileceğinin en iyisini yaptı. Neden mi? Anlatayım:
İhsanoğlu ismi AK Parti tabanı tarafından yadırgatıcı bulunmaz. AK Partililer, “Ay bu ne tehlikeli bir aday, hadi hemen buna karşı konsolide olalım” demezler, diyemezler. Çünkü İhsanoğlu, AK Parti tabanının karşısında birleşip kenetlenme ihtiyacı duyacağı türden bir isim değil.
Milliyetçiler, muhafazakârlar, mukaddesatçılar, eskinin merkez sağcıları, Osmanlıcılar… Onlar da “Bu çok solcu, bu çok yabancı, bu çok Anadolu’dan uzak, bu çok gayrimilli” falan diyerek AK Parti’nin adayına yönelmezler. Çünkü İhsanoğlu merkez sağ kesime yakın, yerli, Anadolulu, milli bir isim.
CHP’liler, sosyal demokratlar ve ulusalcılar Ekmeleddin İhsanoğlu ismini, tıpkı Mansur Yavaş’ı ilk etapta içlerine sindiremedikleri gibi ilk etapta içlerine sindiremeyebilirler. Ama “Erdoğan mı, İhsanoğlu mu” ikilemi söz konusu olduğunda İhsanoğlu’nu seçmek dışında yapabilecekleri bir şey yok. Ayrıca kim bilir, tıpkı Mansur Yavaş’ı sevdikleri gibi belki de İhsanoğlu’nu da tanıdıkça pek bir severler.
Kürtler açısından İhsanoğlu’nun durumuna bakacak olursak: İhsanoğlu Kürtlerin antipatik bulacakları bir isim değil. Canıgönülden benimseyeceklerini söylemiyorum tabii… Şunu söylüyorum: En azından ismini duydukları anda karşısındaki adaya yönelecekleri türden bir aday değil İhsanoğlu.