BİR: Pirimizdi kendileri… Köşe yazarları olarak hepimiz biraz da onun paltosundan çıkmadık mı?
İKİ: Dönüşümün cesur savaşçısıydı kendileri… Kendisine ‘dönek’ denmesine zerre kadar aldırmadan yürüttü fikirlerini hem denizden hem karadan.
ÜÇ: Başarıyı tatmıştı kendileri… Çünkü başarıyı “Kimseye yalan söyleme ihtiyacını duymayacak bir düzeye erişmiş olarak yaşamak” diye tarif ederdi.
DÖRT: Bir pusu düşmanıydı kendileri… Bu yüzden bizdeki pusuculardan, zarif düellocular çıkarmak için boş yere uğraştı durdu senelerce…
BEŞ: Küresel bir adamdı kendileri… Günlük hayhuyun içinden hep dünya ölçeğinde ve hep şaşırtıcı sonuçlar çıkarırdı.
ALTI: Şiirler söylerdi kendileri… ‘Necip Fazıl’ dendiğinde… Hemen başlardı ‘Otel Odaları’ şiirini okumaya…
YEDİ: Yazının vazgeçilmezliğine iman etmişti kendileri… Atıp tutan birine “Sen bunu yazdın mı” diye sorar, “Yazmadım” cevabını alınca, “O zaman git, yaz da gel” derdi.