Emekli Müftü İhsan Özkes’le, “CHP milletvekili” sıfatını taşırken bir röportaj yapmıştım.
O röportajda kendisine sorduğum ilk soru şuydu: “Bel’am nedir?”
Cevap vermişti İhsan Özkes: “Hz. Musa döneminde “Bel’amu Baura” denilen bir din adamı varmış. Bu adam, Hz. Musa’nın yanında değil de Firavun’un yanında yer almış. Yahudilik dinini eğip bükerek Firavun’a uyarlamaya çalışmış. m Dini literatürde iktidarların, gücün, sultanların, padişahların, kralların yanında yer alan, dini onların amaçlarına göre yorumlayan tiplere ‘Bel’am’ denir.”
İhsan Özkes, Saray’a gittikten sonra…
“Çok beğendim çok” deseydi…
“Çok şatafatlı… Tam bize layık” deseydi…
“Büyük devletin sarayı tabii ki büyük olacak” deseydi…
Yani işin içine dini, diyaneti, Hz. Peygamber’i, Sünnet-i Seniyye’yi karıştırmasaydı…
“Tipik Türk politikacısı işte… Dün öyle, bugün böyle” der geçerdim.
Fakat İhsan Özkes…
Çok keskin ve çok ani politik dönüşüne hepimizin ortak değeri Hz. Peygamber’i alet
edince…
Sormadan edemiyorum:
“Hayrola İhsan Hoca! Bel’am mı oldun?”