7 Haziran gecesi, “Hodri meydan” çekip, erken seçim çağrısı yapan Devlet Bahçeli, 20 Haziran’da da 15 Kasım’da erken seçime gidilebileceğini ilan etmişti. Şimdi, “Seçimlerin tekrarlanması bir aşı değil, şu günkü ortam ve gündemde zehirdir” noktasına geldi.
Bahçeli, erken seçime iki nedenle karşı.
1-Terör ortamı.
2-Sandık güvenliğinin sağlanamaması nedeniyle gidilecek bir erken seçimin HDP’nin milletvekili sayısını artıracağı inancı.
7 Haziran’dan bu yana HDP’li tüm formülleri bir kenara iten Bahçeli, tüm hükümet formüllerini tıkar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Anayasa gereği ülkeyi seçimlere götürürse, bu durumda HDP’nin hükümete girmesine neden olmayacak mı?
MHP’nin bu eleştiriye karşı hazırlanmış bir cevabı var. HDP’nin kabineye girmesini MHP’nin değil, Cumhurbaşkanı’nın sorunu olarak görüyorlar.
Başbakan Davutoğlu ise MHP seçeneğini tüketmeden seçimlere gitmek istemiyor. Ayrıca Meclis’ten erken seçim kararı alınması ve bir azınlık hükümeti kurduğu takdirde MHP’nin desteğine ihtiyacı var. AK Parti açısından da iki noktada bir sıkışmışlık söz konusu.
Erken seçim kararı alınması
Azınlık hükümetine destek.
Bunlar AK Parti’nin tek başına yapamayacağı işler. MHP’nin güven oylamasında MHP’nin Meclis’e girmemesi sihirli formül olarak gösteriliyor. Ama MHP, “Meclis’e gireceğim” diyorsa, bu nasıl olacak?
Bahçeli ile görüşme öncesinde Başbakan’ın pozisyonu şu:
1-Meclis’te erken seçim kararı alınması ve seçim hükümeti için destek
2-MHP; koalisyon önerisiyle gelirse müzakere etmeye açık.
Siyaset sıkışmışlık içinde. Bakalım düğümü liderler mi çözecek, yoksa iş Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mı kalacak?