Milyarlar, trilyonlar, katrilyonlar konuşurken hiçbirinin bir tek saat olsun fiilen çalışıp eli kaçıran; ‘ülkede vergi vermemek için’ Man Adaları’na, Malta’ya; İsviçre’ye, Lüxemburg’a, Madagaskar’a kayıt yaptırıp ‘ikamet etmiş gösteren’ler ‘ecdat mirasçısı’ zırhıyla kaplanmış ‘yerli ve milli’ etiketli ayrıcalıklar korunağında böylesine refah içinde yaşayabiliyorlar?
“Yerli ve milli” denince ‘Türk ve İslam’a daraltıp önce ‘Türk ve İslam olmayan’ların tümünü; sonra haktan, özgürlükten, ücretlerin artışı ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gibi mevcut sömürü düzenini aşmayan ve fakat az biraz daha iyi koşullarda yaşamayı içeren taleplerle ortaya çıkanların Türklüğü ve Müslümanlığına da bakmadan hepsini ‘hain’, ‘terörist’, ‘dış lobilerin uşağı’ göstererek örnek olsun metal işçilerinin ‘milliği ve yerliliği’ni de geçersiz ilan edenler nasıl oluyor da halâ ‘yerli ve milli’lik üzerine konuşup başkalarını hedefe koyabiliyorlar?