“Üç önceliğim var: Din, vatan, Turgay Bey’in parası…” Gazeteci Mustafa Alp Dağıstanlı’nın yeni yayımlanan kitabı ‘5 Ne 1 Kim’de yer alan bu ifadeler, Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatih Saraç’a ait. Yani, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Habertürk’e sansür uygulamasına aracılık eden işadamı/medya yöneticisine…
Peki, Türkiye’nin iki gündür konuştuğu, işadamı kimliğine rağmen ‘gazetecilik’ yapan Mehmet Fatih Saraç kim?
1 – NİÇİN FATİH SARAÇ’I KONUŞUYORUZ?
İnternete sızdırılan iki ses kaydı nedeniyle.
İlk kayıtta Saraç’ın, Gezi Parkı eylemleri sırasında Habertürk TV’ye bizzat Erdoğan’ın talimatıyla sansür uyguladığı duyuluyor.
Mart 2013 tarihli ikinci kayıttaysa, başbakanın oğlu Bilal Erdoğan’ın bilgisi dahilinde, Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı’yla birlikte bir kamuoyu araştırması üzerinde oynama yaptığı duyuluyor.
Saraç ayrıca yolsuzluk operasyonunun hayata geçirilmeyen ikinci dalgasındaki 41 kişilik gözaltı listesindeydi. Basına sızan mahkeme kararlarına göre hakkında ‘çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek, örgüte üye olmak, tehdit, rüşvet ve nüfuz ticareti, ihaleye fesat karıştırmak, suçtan kaynaklanan malvarlığını aklama, resmi belgede sahtecilik’ gibi ithamlar bulunuyordu.
2- ERDOĞAN’LA YAKINLIK DERECESİ NE?
Saraç, Erdoğan’ın ‘gençlik yıllarından hocası’ olarak bilinen Nakşibendi şeyhi Emin Saraç’ın oğlu. Kulislerde hakkında muhtelif iddialar var: Erdoğan’ın ‘Habertürk’teki komiseri’ olduğu söyleniyor. Nitekim yeni ortaya çıkan tapeler de bu söylentiyi doğrular nitelikte.
Bir diğer iddia da, Fazilet Partisi’nin parçalanması sürecinde Tayyip Erdoğan’la Necmettin Erbakan’ı evinde görüştürdüğü yönünde. Saraç, Erdoğan’a ve hükümet çevrelerine yakın işadamlarıyla muhabbetini de gizlemiyor.
3 – SERVETİ NEREDEN GELİYOR?
Mehmet Fatih Saraç, 1960 İstanbul doğumlu. Mekke Üniversitesi mezunu. Bir dönem Milli Gazete’de yazdı; kısa süreliğine Yeni Şafak gazetesine hissedar oldu. Bugünlerde Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği’yle gündemde. Fakat esas mesleği tüccarlık.
Erdoğan’ın eski danışmanlarından Cüneyt Zapsu’yla birlikte BİM marketler zincirinin kurucu ortaklarından biri. Aynı zamanda, Yeni Mağazacılık A.Ş. (A101) ve Ak Gıda A.Ş. kurucu ortağı ve eski yönetim kurulu üyesi. Erdoğan için önemi malum Kasımpaşa Spor’un da yönetim kurulu üyesi.
‘İslami girişimci’ olarak Arap işadamlarıyla kurduğu ortaklıklarla da tanınıyor. Bu işadamlarının en dikkat çekici olanı, hâlâ ABD’nin ‘özel küresel teröristler‘ listesinde bulunan Yasin El Kadı.
4- YASİN EL KADI KİM?
Erdoğan’ın “Kefil olurum” dediği Suudi işadamı. Yolsuzluk operasyonunun ikinci dalgasında gözaltı listesindeydi. Uzun zamandır Washington’ın ‘takibi’ altında. 1998 tarihli bir FBI raporunda, ABD’de kara para aklayarak Hamas’a fon sağlamakla itham edildi. Eski Yugoslavya’nın dağılması sürecinde Bosna-Hersek’te İslamcı militanlara da para sağladığı öne sürülüyor.
En ciddi iddiaysa, El Kaide’yle ilgili: El Kadı, 11 Eylül saldırılarından sonra El Kaide lideri Usame bin Ladin’le bağlantısı bulunduğu gerekçesiyle ABD ve Avrupa’da terör listesine alındı; malvarlığı donduruldu. Avrupa’da aklansa da, ABD’deki statüsü değişmedi.
Suudi kraliyet ailesine yakınlığıyla tanınan El Kadı’yı Türkiye’ye bağlayan iddialar şöyle: Türkiye’ye giriş yasağının 2012’de resmen kaldırılması öncesinde ülkeye yasadışı yollardan ve Erdoğan’ın bilgisi dahilinde sık sık geldiği öne sürülüyor. Hakkında yıllardır dillendirilen bir iddiaysa, bu ziyaretlerden birinde sonra yine ikinci dalga soruşturmasına adı bulunan Suudi işadamı Usame Kutub ve Erdoğan’ın yakın koruması İbrahim Yıldız’la birlikte, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüştükten sonra bir trafik kazası geçirdiği yönünde. İddiaya göre, Kadı ve Kutub’un o arabada olduğu kamuoyundan gizlendi.
5 – SARAÇ’IN EL KADI’YLA İLİŞKİSİNİN MAHİYETİ NE?
Mehmet Fatih Saraç, El Kaide’yi desteklemekle suçlanan Yasin el Kadı’yı Türkiye’ye getiren isim. İkili, Zapsu gibi ortakların da katılımıyla BİM marketlerini işleten Kervan Gıda’nın yanı sıra Ella Film ve Prodüksiyon, Nimet Gıda ve Ahsen Plastik gibi bir dizi şirket kurdu.
Ancak ABD’nin kara listesine girmesi sonrası El Kadı’nın Türkiye’deki işleri bozuldu; Ülker Grubu 2002 yılında, El Kadı’nın yanı sıra Saraç’la da ortaklığını bitirdi. Saraç’ın bu dönemde, BİM’deki hiselerini elden çıkarması dikkat çekti. Saraç- El Kadı ortaklığı, 31 Mart 2004 tarihli bir Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporuyla belgelenecekti.
6 – CHP’NİN SUÇ DUYURUSUNDA NE DENİYORDU?
CHP bu iddialar üzerine 2006’da, aralarında Saraç, El Kadı ve Cüneyd Zapsu’nun bulunduğu sekiz kişi hakkında kara para aklanması, sahtecilik yapmak ve terörle mücadele kanununa muhalefet etmekten suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusundaki alıntıya göre, MASAK raporunda şunlar deniyordu: “Şüpheliler arasında bulunan M.Fatih Saraç’ın hesaplarında 1997-2001 döneminde 621.993.232.277.00 TL’lik bir meblağ işlem görmüştür. M.Fatih Saraç’ın herhangi bir ferdi işletmesi ya da Vergi Dairesine kaydı bulunmamaktadır. Adı geçen kişinin kendi adına kurduğu veya işlettiği bir ticarethanesi mevcut değildir. Bu hesaplara herhangi bir ticari ilişki içerisinde bulunulmayan Şahıslarca para yatırılmakta, yine herhangi bir ticari ilişki içerisinde bulunulmayan şahıslara bu hesaptan ödemeler yapılmaktadır.”
7- SARAÇ’IN TURGAY CİNER’LE İLİŞKİSİNİN TEMELLERİ NEYE DAYANIYOR?
Habertürk’ün sahibi Turgay Ciner, zaten eski bir ‘süpermarketçi’ olan Saraç’la birlikte, 10 Nisan 2012 tarihinde UCZ marketler zincirini kurdu. Ancak ikili arasındaki ortaklık, 1 milyon TL sermayeli olduğu belirtilen bu şirketle sınırlı kalmadı. Saraç Aralık 2012’deki şirket genel kurulunda, Ciner Yayın Holding’de ve Habertürk’te Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. Saraç gazetenin künyesine de girdi. Habertürk binasında, Saraç’ın bu göreve bizzat Erdoğan’ın isteğiyle atandığı dedikodusu aldı yürüdü.
8 – HABERTÜRK’TE NASIL TANINIYOR?

FAtih Saraç’ın en ‘etkin’ yönetimini sergilediği Haziran 2013’te, Gezi Parkı eylemcileri Habertürk’ü taraflı yayınlarından ötürü binasının önünde protesto etmişti.
Fatih Saraç, Habertürk binasında yönetici katından ‘gazetecilik katları’na sık sık inmesiyle dikkat çekiyordu. Özellikle de de Habertürk TV’nin bulunduğu üçüncü katta editörlerle birebir haber üzerine konuştuğu, muhabirleri cep telefonlarından arayarak ‘istişarede’ bulunduğu, hatta spikerlerin kılık kıyafetine bile müdahil olduğu konuşuluyordu. Mısır’da ilk seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi askeri darbeyle görevden alındığında, editör masasına oturup ‘son dakika’ları gözyaşları içinde yayına kendisi vermişti…
Dağıstanlı’nın kitabından bir anekdot: “Mehmet Fatih Saraç ilk toplantılarından birinde şu gazetecilik ilkesini yumurtlamıştı: ‘Sorgulayıcı, konukları rahatsız edici, köşeye sıkıştırıcı sorular sormayacağız; anlamaya, açıklamaya yönelik sorular soracağız.’”
9- ŞİMDİ NE OLACAK?
Erdoğan’ın Saraç aracılığıyla Habertürk’e sansür uyguladığı iddiasının ardından Saraç açıklama yapmadı. MHP ve CHP’nin sert tepkilerine karşın, hükümet kanadından da açıklama yok. Talimhane’deki Habertürk binasından gelen son bilgilerse, ses kayıtlarının sızdırılması sonrası ortalıkta pek fazla görünmediği ve hatta Saraç’la yakın çalışanların işten çıkartılacağı yönünde…