KEMAL GÖKTAŞ
kemalgoktas@diken.com.tr
@kemalgoktas
AKP ve MHP’nin hazırladığı 27 maddelik ‘Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ dün Meclis Başkanlığına sunuldu. Teklif yasalaşırsa barolarda seçimler değişecek, büyük illerde ‘çoklu baro’ sisteminin önü açılacak.
Teklife ilişkin dokuz soru ve yanıtları şöyle:
1- AKP teklifi neden getiriyor?
Meclis’e sunulan Avukatlık Kanunu’na ilişkin yasa değişikliğinin temel amacı büyük şehirlerde birden fazla baro kurulmasını sağlamak ve Türkiye Barolar Birliği yönetiminin seçiminde küçük şehirlerin, yani az sayıda avukatın kayıtlı olduğu baroların etkisini olağanüstü artırarak yönetime iktidar yanlısı avukatların gelmesini sağlamak.
2- Baroların mevcut yapısı nasıl?
Barolar, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olarak düzenleniyor. Avukatlık yapabilmek için baroya kayıt zorunluluğu var ve her ilde bir baro mevcut. Baroların genel kurullarında seçilen delegeler ise Türkiye Barolar Birliği yönetimini seçiyor. Baroların aidatların yanı sıra vekalet pulundan aldıkları pay nedeniyle hatırı sayılır bir gelirleri bulunuyor. Barolar ayrıca yasada kendilerine verilen ‘hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak’ yetkisi ve görevi nedeniyle sık sık toplumsal ve siyasal tartışmalarda öne çıkıyor. Barolar yasanın verdiği bu yetkiye dayanarak hak ihlalleriyle ilgili davalara katılabiliyor, idarenin eylem ve işlemlerine karşı dava açabiliyor ve diğer faaliyetlerde bulunabiliyor. Avukatlık Kanunu’ndaki değişiklik gündeme geldiğinde baroların bu yetkisinin ellerinden alınacağı ileri sürülmüştü ancak teklifte ‘şimdilik’ baroların bu yetkisine dokunulmadı.
3- ‘Çoklu baro’ nedir?
Teklife göre 5 binden fazla avukatın bulunduğu şehirlerde birden fazla baro kurulabilecek. Bir baronun kurulması için en az 2 bin avukatın o baronun levhasına kayıt olması gerekecek. Buna göre ‘çoklu baro’ sistemine geçecek iller şimdilik Ankara, İstanbul ve İzmir. 31 Aralık 2019 verilerine göre İstanbul Barosu’na 46 bin 52, Ankara Barosu’na 17 bin 598, İzmir Barosu’na 9 bin 612 avukat kayıtlı. Antalya Barosu ise 4 bin 757 avukatla sınırda. Kısa süre içinde Antalya’nın da 5 bini geçmesiyle çoklu baro kurulacak il sayısı dörde yükselecek. 3 bin 757 avukatın kayıtlı olduğu Bursa Barosu ile 3 bin 59 avukatın kayıtlı olduğu Adana Barosu da orta vadede çoklu baro sistemine geçecek iller arasında sayılabilir. Çoklu baro düzenlemesine göre İstanbul’da 23, Ankara’da 8, İzmir’de 3 baro kurulabilecek.
4- TBB seçimi nasıl değişecek?
Teklif tek bir cümle ile Türkiye Barolar Birliği seçimlerinde temsilde adalet sistemini rafa kaldırıyor.
Halen her baro Türkiye Barolar Birliği için iki delege seçiyor ve baro başkanı da doğal delege oluyor. Yani her baronun en az üç delegesi birliğin genel kuruluna katılıyor. Ancak avukat sayısı yüzden fazla olan barolar, yüzden sonraki her 300 üye için ayrıca birer delege seçiyor.
Her 300 avukata bir delege seçme hakkı verilmesi esasına göre, İstanbul Barosu 138, Ankara Barosu 53, İzmir Barosu 30 ve Antalya Barosu ise 16 delege ile genel kurulda yer alıyor. Küçük barolar, örneğin 48 üyeli Ardahan Barosu, 89 üyeli Gümüşhane Barosu, 91 üyeli Kilis Barosu da genel kurula üçer delege gönderebiliyor.
Teklife göre ‘Baro genel kurullarınca ayrıca her 5 bin üye için Türkiye Barolar Birliği genel kuruluna birer delege seçilecek.’
Buna göre İstanbul Barosu 13, Ankara yedi, İzmir beş ve Antalya dört delege ile seçime katılacak. Burada hükümetin amacı taşradan gelecek delegelerin gücünü olağanüstü artırarak barolar birliği yönetimini iktidar yandaşlarından oluşmasını sağlamak.
5- ‘Çoklu baro’nun sakıncaları ne?
Kamu hizmeti gören bir tüzel kişiliğin bu şekilde bölünmesi Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir uygulama. Birden çok baronun kurulabilmesi ile avukatların siyasi esaslara göre ayrışması kaçınılmaz. Böylece parti, cemaat, etnik köken vb. nedenlerle bir araya gelen avukatlar kendi barolarını kurabilecek. ‘Çoklu baro‘ya ilişkin en temel kaygıların başında avukatlık hizmetlerinin sunulmasında siyasi esasa göre seçimlerin yapılacak olması. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısı ve işleyişi nedeniyle iktidara bağımlı hale gelen yargıçların, avukatın hangi baroya kayıtlı olduğuna bakarak karar vermeleri sürpriz olmayacak. Ayrıca vatandaş da iktidar yanlısı baroya kayıtlı bir avukatı tercih ederek mahkemelerde en azından dezavantajlı durumu düşmemeye çalışacak. Yani iktidar yanlısı olmayan avukatlar maddi olarak da zayıflayacak. İnsan haklarının korunması konusundaki faaliyetleri nedeniyle iktidarı rahatsız eden baro yönetimlerinin karşısında artık iktidarın hak ihlallerini meşrulaştıracak şekilde faaliyet gösteren barolar yer alacak. Ayrıca iktidar birçok alanda, yandaş barolarla işbirliği düzenleyerek güçlenmelerini sağlayacak.
6- Avukat transferi mümkün mü?
Baro kurmak için en az 2 bin avukatın üye olması zorunluluğu nedeniyle bu sayıya ulaşmak isteyenlerin avukat transferi yapmak için çaba göstermeleri de düzenlemenin doğal bir sonucu olacak. Özellikle stajyer avukatları kendilerine çekebilmek için baroların ne tür promosyonlar vereceği, görünen veya görünmeyen hangi avantajları vaat edeceklerini tahmin etmek güç değil.
7- Kamu hizmetlerinde hangi esaslar geçerli?
Halen baroların ceza soruşturmalarında şüphelilere avukat atamak (CMK – Ceza Muhakemesi Kanunu avukatlığı) görevinin yanı sıra Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında illerde kurulan komisyonlara üye atama, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu kapsamında illerde koruma kurullarına temsilci görevlendirilme, hal hakem heyetlerine üye görevlendirme, il ve ilçe tüketici hakem heyetlerine üye görevlendirme hakları var. Teklife göre bu görevlendirmeler ‘baroların eşit ve dönüşümlü temsili esas alınarak’ yapılacak. Yani 10 bin üyeli baro ile 2 bin üyeli baro kamu hizmetlerine katılımda eşit sayılacak. Bu düzeleme de iktidarın her şeye rağmen kurulacak çoklu barolarda sayısal üstünlüğü ele geçiremeyeceğini bildiğini gösteriyor.
8- TBB yönetimi ne zaman değişecek?
Teklife göre görev sürelerine bakılmaksızın tüm barolarda baro başkanlığı, yönetim, disiplin ve denetleme kurulu üyelikleri ile Türkiye Barolar Birliği delege seçimleri ekim ayının ilk haftasında; birlik başkanlığı, yönetim, disiplin ve denetleme kurulu üyelikleri seçimleri ise aralık ayında yapılacak. Anayasa Mahkemesi’in bu tarihe kadar yasal düzenlemeyi görüşüp karara bağlama olasılığı oldukça zayıf. AYM bu tarihten sonra iptal kararı verse bile kararları geriye yürümeyeceği için seçilen birlik yöneticilerinin en az dört yıl görevde kalması sağlanmış olacak.
9- Düzenleme Anayasa’ya aykırı mı?
Kamu kurumu niteliğindeki bir tüzel kişiliğin ‘bölünmesi’nin ve temsilde adalet sistemini rafa kaldıran düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğu açık. Nitekim Anayasa Mahkemesi, daha 1991 yılında Türk Eczacılar Birliği Kanunu’nda yapılan benzer bir düzenlemeyi iptal etmişti. Ancak mevcut Anayasa Mahkemesi’nin kompozisyonu ve yakın tarihte verdiği kararlar göz önüne alındığında iptal olasılığı, açık Anayasa’ya aykırılığa rağmen, güçlü görünmüyor.