Antalya Gezi davasında ‘bira şişelerinden molotofkokteyli hazırlayacaktı’ denilerek ‘suça sürüklenen çocuk’ kapsamında yargılanan 17 yaşındaki E.K., evsiz olduğunu ve satmak amacıyla bira şişesi toplarken yakalandığını anlattı.
E.K., “Onlar halk için bağırıyordu, ben de kızlar için bağırıyordum. Kızlar güzeldi, hoştu. Ben ‘Bir sevgilim olsun’ diye bağırıyordum. Hakkımız değil mi?” diye sordu.
‘Kağıt ve şişe toplayarak geçiniyorum’

Fotoğraflar: DHA
Antalya’da Gezi eylemlerine katılanlar hakkında hazırlanan 157 sayfalık iddianamede ‘şüpheli’ olarak belirlenen ve ‘suça sürüklenen çocuk’ ibaresiyle dosyası ayrılan 45 çocuktan 13’ünün yargılandığı 3’üncü Çocuk Mahkemesi’nde, ‘kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama’, ‘görevi yaptırmamak için direnme’, ‘kamu malına zarar verme’ suçlamalarıyla dava açıldı.
17 Haziran’da görülen ikinci duruşmada, Gezi eylemleri sırasında bira şişeleri toplarken yakalanan ve polis kayıtlarına göre ‘bira şişelerinden molotof kokteyli hazırlayacaktı’ şüphesiyle gözaltına alındığı belirtilen E.K. ifade verdi. Anne ve babası iki yaşındayken ayrılan E.K., 15 yıldır annesini görmediğini, geçen yıl Gaziantep’ten geldiği Antalya’da sokakta yattığını, kağıt ve şişe toplayarak geçindiğini söyledi.
‘Gezi eylemlerinin ne olduğunu gözaltında öğrendim’
E.K., 2013 Haziran’ında Antalya’da kent merkezindeki Cumhuriyet Meydanı’nda çadırlar kurulan ve günlerce devam eden Gezi eylemleri sırasında, orada toplanan insanların arasına karışıp buradaki bira şişelerini toplayıp sattığını belirtti.
Polis müdahalesi sırasında elinde bira şişeleriyle yakalanan ve iki gece nezarethanede kalan E.K., molotof kokteyli yapma şüphesiyle üç yıla kadar hapis cezası istemiyle gözaltına alınıp serbest bırakıldığı zaman, merak edip Gezi eylemlerinin ne olduğunu öğrendiğini anlattı.
‘Onlar halk için bağırıyordu, ben de kızlar için bağırıyordum’
İnsanların devleti protesto ettiğini öğrendiğini söyleyen E.K., “İnsanlar o meydanda hep toplanıyor. Taksim’de üç beş ağaç kesilmiş. Onlar halk için bağırıyordu, ben de kızlar için bağırıyordum. Kızlar güzeldi, hoştu. Ben ‘Bir sevgilim olsun’ diye bağırıyordum. Hakkımız değil mi? Elin küpelilerinin 10 manitası var, benim bir tane bile yok. ‘Bir kız da bizim olsa kötü mü olurdu’ diye bağırdım, protesto ettim. Kızlar hep küpeli oğlanlara gidiyor” dedi.
’50 kağıdı kim verecek bana!’
Yargılandığı davada beraat etmeyi beklediğini belirten E.K., şöyle devam etti: “Devlet babadan bir isteğim, Tayyip babadan bir isteğim var; bu davadan beraatımı istiyorum. Hiçbir suçum yokken mahkeme kapılarında sürünüyorum. Bugün işim vardı ama adliyeye geldim. 50 lira yevmiyeden oldum. 50 kağıdı kim verecek bana. Artı bir de psikolojim bozuldu. Yüzde 20 psikolojim vardı, yüzde 10’a düştü.”
‘Anne bana ulaş’
Kameralar aracılığyla iki yaşından bu yana görmediği annesine de seslenen E.K., “Anne zıpkın gibi delikanlı bir oğlun var. Bana sahip çıkmasan bile en azından sesini duyalım. Sesini duysam, o da bana yeter. Biz yetinmesini bilen insanız. Annemin adı Şengül, soy ismini bilmiyorum. Kilis’te yaşıyor. Anne bana ulaş” dedi.
‘Yanlışlıkla gözaltına alınıp, yanlışlıkla iddianameye girmiş’
Avukatı Hakan Evcin ise E.K.’nin yanlışlıkla iddianameye girmiş birisi olduğunu ve ona sahip çıktıklarını söyledi.
Evcin, “Öncelikle hukuki yardımımızı yapıyoruz. Bira şişesi toplayarak ekmek parası kazanırken, yanlışlıkla gözaltına alınıp, yanlışlıkla iddianameye girmiş. Yanlışlıkla nezarete alınıp serbest bırakılan bu kardeşimizi inşallah beraat ettireceğiz” diye konuştu.