Britanya’da binlerce insan gibi Dave Smith de geçen yıl ilk dalganın başlarında corona virüsüne yakalandı. Ancak Covid-19’u atlatanların çoğu, virüsü vücudundan birkaç haftada atarken o neredeyse 10 ay boyunca virüsle yaşadı.
Guardian’ın haberine göre bu kayda geçen en uzun süreli aktif Covid-19 enfeksiyonu. 72 yaşındaki Smith’in corona testi tam 42 kez pozitif çıktı. 290 günden fazla süren Covid-19’u sonunda atlatabildi ama bu süreçte yedi kez hastaneye kaldırıldı, eşi beş kez cenaze ayarlamalarını yaptı.
Smith o günlerde bir röportajında şaka yapmayı da ihmal etmemiş: “Ölümün kapısına kadar gittiğim oldu. Ailemi çağırıp onlarla hesaplaştım. Şimdi keşke ağzımı açmasaydım diyorum.”
Emekli direksiyon eğitmeni Smith sonunda Regeneron tarafından geliştirilen antikor kokteyli uygulanarak tedavi edildi. İlaç eski ABD başkanı Donald Trump’a da Covid-19 tedavisi sırasında uygulanmıştı. Henüz kullanım onayı almayan ilaç tıpkı Trump’ta olduğu gibi Smith’e de özel izinle tedarik edildi.
Şimdi doktorları Smith gibi hastalar için bu tür tedavi yöntemlerine erişim şartlarının iyileştirilmesini istiyor. Bu taleplerinin arkasında iki neden var: Hastaların acılarını hafifletmek ve enfeksyion süreci boyunca mutasyon sonucu yeni varyantların çıkması riskinin önüne geçmek.
Bulaşıcı hastalıklar uzmanı Ed Moran “Bu hastalarda bazı yeni varyantlarda görülen mutasyonların yaşandığını biliyoruz. Teoride de olsa bu ciddi bir risk. Bu nedenle bu hastaların tedaviye erişiminde gerekenler yapılmalı” diyor.
Smith gibi ‘inatçı‘ enfeksiyonları olan çoğu kişide virüsü nötralize eden antikor seviyeleri düşük oluyor. Bunun nedeni yakın zamanda lösemi tedavisi görmeleri ya da genetik olarak antikor üreten hücrelerinin kusurlu olması.
Smith de 2019’da lösemi tedavisi için kemoterapi gördü. Mart 2020’de tam da kanserden kurtulmuşken corona virüsüne yakalandı: “Bütün enerjim çekilmiş gibiydi, koku alamamaya başladım, hala da geri gelmiş değil. Ama nisan ayında akciğer enfeksiyonu geçirip hastaneye kaldırılana kadar test olmadım.”
Antibiyotik tedavisinin ardından Smith taburcu edildi ancak kendini iyi hissetmiyor, evden dışarı adım dahi atamıyordu. Temmuzda durumu kötüleşince yeniden hastaneye yatırıldı. Testi yeniden pozitif çıkınca başta virüsü ikinci kez kaptığı düşünüldü. Ancak virüsün genetik dizilimi aynı enfeksiyonun devam ettiğini gösterdi.
Ekim ayında Bristol Üniversitesi’nden araştırmacılar Smith’in vücudundaki virüsü yeniden üretmeyi başardı. Bu da testlerin yalnızca RNA kalıntılarına duyarlılık göstermediğini, virüsün gerçekten olduğunu kanıtladı.
‘Yaşamaya devam etmekten korkuyorsunuz’
Smith geçirdiği zor günleri şöyle anlatıyor: “Bazı geceler keşke ölsem diye düşündüm. Çünkü devam edecek gücüm kalmamıştı. Öyle bir noktaya geliyorsunuz ki ölmekten değil yaşamaya devam etmekten korkuyorsunuz.”
Smith için doktorların Regeneron antikor kokteyli denemeye karar vermesi dönüm noktası oldu. Sağlığı hemen yerine gelmemişti ama kademeli olarak daha iyi hissetmeye başladı. Her gün birkaç adım daha atabiliyor, tuvalete yardm almadan gidebiliyordu. Sonunda evinin aşağı katına inmeyi de başardı: “Çok mutluydum çünkü aylar sınra ilk kez karım için bir fincan kahve yapabilmiştim. Onun benim için bir şeyler yapması yerine ilk kez ben onun için bir şey yapabilmiştim.”
Antikor tedavisine başlandıktan 45 gün sonra testi negatif çıktı. Eşiyle bir şişe şampanya açıp kutladılar.
O günden beri Smith, Londra’ya Oxford Caddesi’ne alışverişe gidebildi, Cornwall’daki üvey oğlunu ziyaret etti. Şimdi de torununa araba kullanmayı öğretiyor: “Asla yüzde 100 iyileşmeyeceğim çünkü Covid ciğerlerime çok zarar verdi, hemen nefesim kesiliyor. Ancak yaşadığım her gün bir bonus. Dibi gördüm ve şimdi her şey mükemmel.“