İstanbul Üniversitesi’nde 68 kuşağının gençlik önderlerinden İbrahim Kaypakkaya’nın ölüm yıl dönümünde gerçekleştirilen anmada gözaltına alınan 11 öğrenci, işkence ve kötü muameleye maruz kaldıkları gerekçesiyle savcılığa şikayette bulundu.
Darp edilerek gözaltına alındık
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen dilekçede, ‘Öğrencilerin 18 Mayıs 2015’te, saat 12.00 sıralarında İstanbul Üniversitesi kampus alanında bulundukları esnada, polisin anma etkinliğine gerçekleştirdiği müdahale sonucu ortaya çıkan kargaşayı merak ettiklerini, bu sebeple alana yaklaştıklarını ve polis tarafından darp edilerek, gözaltına alındıkları’ ifade edildi.
Dilekçede, “Özel hukuktan kaynaklı haklarımız saklı kalmak kaydıyla bize şiddet uygulayan polis memurlarından ve hukuk dışı uygulamalara ortam ve olanak sağlayan, talimatı veren, azmettiren diğer tüm sorumlu amirlerden ve yetkililerden şikayetçiyiz” denildi.
İşkence adliyede de devam etti
Suç duyurusu öncesi Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın C kapısı önünde öğrencilerle birlikte basın açıklaması yapan avukat Gülizar Tuncer, öğrencilerin maruz kaldığı işkence ve kötü muameleyi şöyle anlattı: “Öğrenciler gözaltına alınınca yerlerde sürüklenmiş, cop darbeleriyle yaralanmışlardı. Hepsine ters kelepçe takılmıştı. Aynı işkence ve kötü muamele uygulamaları bindirildikleri polis aracında da devam ettirilmişti. Hatta savcılığa çıkarılmak üzere İstanbul Adliyesi’ne getirildiklerinde -7’nci katta bulunan polis araçlarının içinde de işkence uygulaması devam ettirildi. Bununla da yetinilmedi. Özellikle kadın öğrenciler cinsel taciz uygulamasıyla karşılaştı.”
1 Mayıs sonrası sistematik işkence vakaları arttı
Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanı Avukat Gökmen Yeşil de yaptığı açıklamada, 1 Mayıs sonrası yapılan gözaltılarda sistematik işkence vakalarının arttığını savundu. Yeşil, “Gittiğimiz her gözaltı vakasında müvekkillerimizin en az muameleyle bileklerinin morarmış olduğunu görüyoruz. Bu en hafif muamele. Ayaklarının, kafalarının tekmelendiğini görüyoruz” dedi.
Bu olayların, polis memurlarının şahsi davranışlarından kaynaklanmadığını düşündüklerini ifade eden Yeşil, “Müvekkillerimize yapılan işkence, polis memurlarına merkezi düzeyde verilmiş bir emrin talimatı sonucudur. İşkence kişisellikten çıkarılmış, kitleselleştirilmiş, meydanlara, sokaklara yayılmıştır” diye konuştu.
Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Eş Başkanı Avukat Sinan Zincir ise şunları söyledi: “Geçmişte faili belli devlet cinayetleri işlenirken bugün üniversite kampüslerinde, adliye binalarında, polis tarafından; öğrenciler, gençler, muhalifler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, tutuklanırken de işkence görüyorlar.”
Açıklamanın ardından öğrenciler avukatlarıyla birlikte adliyeye girerek, emniyet görevlileri hakkında ‘işkence’, ‘kötü muamele’, ‘hakaret’, ‘tehdit’, ‘basit cinsel saldırı’, ‘görevi kötüye kullanma’ suçlarından suç duyurusunda bulundular.