CAN SEMERCİOĞLU
can.semercioglu@gmail.com
Son günlerde sosyal medya İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan’ın ‘duvara bantlanmış muz’ eserini ti’ye alıp duruyor.
Tüm olay Art Basel Miami’de Cattelan’ın bir muzu duvara ‘duck tape’ adı verilen güçlü bir bantla yapıştırmasıyla başladı. ‘Komedyen’ adlı eserin 120 bin dolara alıcı bulması da minik bir infial yarattı ve herkes bu eseri konuşur hale geldi. Sanatçı muzu bir pazardan yaklaşık 2 liraya satın almıştı.
Performans sanatçısı David Datuna’nın sergi esnasında muzu yiyip bir performans sanatı sergilediğini ilan etmesiyle birlikte sosyal medyada istihzai gönderiler, “Bu da sanat mı yahu!” ana fikirli haberler ve ‘duvara bantlanmış muz’un şahsi yeniden üretimleri pıtrak gibi çoğaldı. Birçok marka ‘duvara bantlanmış muz’u bir pazarlama malzemesi olarak kullanmaya başladı bile.
Bir muzdan sanat eseri olur mu?
Pek çok kişi şu soruları sordu veya aklından geçirdi: “Sıradan bir muz nasıl sanat eseri olabiliyor?”, “Bu kadar basit ve emeksiz bir şeyden sanat eseri olur mu?”
‘Duvara bantlanmış muz’ ilk bakışta çok sıradan ve saçma gelse de bunun arkasında bir sanat ve sanatçı öyküsü var.
İtalyan sanatçı Cattelan hiciv yaptığı eserlerle meşhur. 59 yaşındaki sanatçı bugüne kadar ‘duvara bantlanmış muz’ kadar olmasa da ses getiren eserleriyle biliniyor. Milano’daki borsa binasının önüne yerleştirdiği ‘L.O.V.E.’ isimli orta parmak heykeli, ‘America’ adını verdiği, kanalizasyon sistemine bağlı, herkesin kullanabileceği altın klozet yerleştirmesi, Papa’nın üzerine meteor düşürdüğü heykeli vb.
Cattelan bu eserler sayesinde kurumlara, kurumsal yapılara, bireysel davranış ve algı biçimlerine yönelik bir eleştiri getiriyor. Tarzı gereği oyun oynamaktan, dalga geçmekten ve olay çıkarmaktan keyif alıyor. Sadece keyif almak da değil, malzemeleri, nesneleri ve türlü durumları farklı bağlamlarda kullanıyor.
‘Bunu ben de yaparım!’
‘Duvara bantlanmış muz’ sanatçının ilk kez yaptığı bir iş değil. Bunu daha önce, 1999 yılında Milan’da Massimo De Carlo galerisinin müdürünü duvara bantlayarak yapmıştı. ‘Mükemmel Bir Gün’ isimli eser çarmıha germeye farklı bir yorum getirmişti. Dolayısıyla ‘duvara bantlanmış muz’u Cattelan’ın sanat anlayışı ve eserleri ekseninde düşündüğümüzde bir sürekliliğin ürünü olarak görebiliriz.
Bu perspektiften bakıldığında ‘duvara bantlanmış muz’ da sıradan bir muza 120 bin dolar ödeyebilecek kadar dünyadaki gerçeklikten uzak yaşayan zenginler ile yoksullar arasındaki gelir eşitsizliğine ve sınıfsal farka işaret ediyor. Bu aslında sanat dünyasına ve piyasasına yönelik bir eleştiri.
Zira çok para harcamadan da sanat algısı yaratılabileceği ve satılabileceğini, sıradan ve bizim için sanatsal hiçbir anlamı olmayan bir muza sanat eseri diye yüklü miktarda para ödeyecek insanların olduğunu söylüyor.
Gelgelelim önemli olan ve kafa karıştıran nokta Cattelan’ın bu eleştiriyi içeriden yapması. Bu noktada Marcel Duchamp’ın pisuvarını ya da Dadaist anlayışı hatırlamakta fayda var.
Kafa karıştıran bir diğer nokta da insanların gözünde çağdaş sanatın uzunca bir süredir alay konusu olması. Evet, belki birçoğumuz sanat galerilerini, müzeleri geziyoruz fakat “Bu da sanat mı?”, “Bunu ben de yaparım” hissine ister istemez kapılıyoruz. Cattelan da bu gerçekliğin farkında olarak, aynı hissi yeniden üretiyor.
Hepimiz o muzun parçasıyız
Bazı eleştirmenler İtalyan sanatçının ‘duvara bantlanmış muz’unun tek başına bir eser olmadığını, duvara asıldıktan sonra medyada ve online dünyada aldığı aşırı etkileşimle bir esere dönüştüğü görüşünde.
Yani muzu eser kılan, o eseri de 120 bin dolar haline getiren
şey aslında eserin (iyi ya da kötü fark etmez) hakkında konuşulması ve yeniden üretilmesi. O eseri sosyal medyada paylaşan, eserle fotoğraf çektiren, o muzu bir reklam aracı haline getiren, o eseri hakkında konuşan herkes bir şekilde eserin parçası haline geldi ve ‘duvara bantlanmış muz’ insanları yansıtan ikonik bir esere dönüştü.
Cattelan muhtemelen insanların ‘duvara bantlanmış muz’la dalga geçeceğini biliyordu. Hatta eleştirmenlere göre sanatçı bunu arzuluyordu da. Buradaki ana fikir ise zenginler 120 bin dolara sıradan bir muzu sanat eseri diye satın alırken, sıradan insanların bu olaya tepki göstermesi, bir hırsla ya da hasetle diyelim bu muza karşı saldırıya geçmesi.
‘Duvara bantlanmış muz’ çağımızı, bizi yansıtan bir sanat hadisesi.