NEVSİN MENGÜ
@nevsinmengu
Herkes Mersin’e, Britanya tersine. Britanya diğer Avrupa ülkelerinin aksine, ülkeyi kapatmayacağını, virüsün nüfus içinde yayılıp insanların bağışıklık kazanmasını bekleyeceğini açıkladı. Okullar açık, spor müsabakaları devam ediyor. Britanya, toplumun hastalığa karşı toplu bağışıklık kazanacağını öngörüyor.
Britanya’da politika yapıcılar, ‘İzolasyon işe yarasa bile, izolasyon kalkınca insanlar yine virüse yakalanacak, yine ağır vakalar olacak, izolasyon politikası hiç uygulamayalım, ne olacaksa olsun’ görüşünde.
Bu toplu bağışıklık meselesinin böyle işlemeyeceğini söyleyen uzmanlar da var. Bu uzmanlar ‘virüse karşı bağışıklık kazanılması için yayılma hızının yavaşlatılması gerektiğini’ söylüyor, “Eğer virüs hızlı yayılırsa insanlar bağışıklık kazanamadan ölür” diyor.
Öte yandan İtalya’da ve İran’da daha genç yaşlarda da ağır vakalar görülürken, iyileşen bazı vakalarda akciğer faaliyetlerinin sekteye uğradığına, kimi erkek vakalarda da üreme yetisinin azaldığına yönelik bulgular var.
Ben bu yazıyı yazarken Britanya’da 1372 vaka, 35 de ölü vardı.
Peki gazetecilik bu işin neresinde?
Guardian gazetesi, Sağlık Bakanlığı’na bağlı Kamu Sağlığı Birimi’nin hazırladığı belgeye ulaştı. Belgede Britanya’nın bu politikayı sürdürmesi halinde ne olacağını hesap edilmiş, tablo ortaya konmuş.
Belgeye göre;
- Halkın beşte dördüne virüs bulaşması bekleniyor
- Salgın 2021 bahar aylarına kadar sürebilir
- 7.9 milyon kişi hastaneye yatırılabilir, ölü sayısı 500 binin üzerine çıkabilir.
- 1 milyon sağlık çalışanı ve 1.5 milyon sosyal hizmetler görevlisi toplamda bir aylık süreyle virüs sebebiyle çalışamayabilir.
- Testlerde sıkıntı yaşanıyor, bu nedenle artık sadece corona virüsünün tespit edildiği bakım evlerinde, cezaevlerinde ya da hastanede yatan kritik durumdaki hastalara test yapılacak.
Britanya’da hükümet radikal bir karar aldı. “Önlem almayacağım, ölen ölsün kalan sağlar bizimdir” demeyi seçti. Her politika gibi bu politikanın da toplum üzerinde bir faturası olacak. Aslında bu belgede görüyoruz ki söz konusu faturanın ne olacağını devlet biliyor ama bunu kendine saklamayı tercih ediyor.
Yüksek ihtimalle bu politikanın yanlış olduğunu düşünen bir bürokrat belgeyi basına sızdırdı. Guardian gazetesi aracılığıyla Britanyalılar kendilerini bekleyen zor günlerden haberdar oldu.
Gazetecilik tam da bugünler için lazım. Devlet bazen, bazı gerçeklerin halk tarafından bilinmesini istemez. Çünkü devleti yöneten politikacılar bazen kafalarına göre karar alıp kararların sonuçlarını saklamaya eğilimli olabilir.
Gazetecinin amacı ise yeri geldiğinde devlete karşı vatandaşı bilgilendirerek korumak. Bu vatan hainliği değil, dört dörtlük bir gazetecilik faaliyeti.
Politikacılar her zaman her şeyin en iyisini bilmez, dahası bazen çok yanlış kararlar alabilirler. Bu yanlış kararlardan dönülebilmesi için halkın bilgi sahibi olabilmesi ve siyasileri uyarabilmesi gerekli. Gazeteci işte bu nedenle devlete ve halka rağmen aslında hem devlet hem de halk için gazetecilik yapar.
Devlete ait bazı gizli belgelerin sızması, kamunun yararınadır. Gazetecilik unutmayalım ki bir ‘bildirme’ işidir.