BURÇAK ÜNSAL *
Anayasa Mahkemesi (AYM), 2 Ekim 2014’te ‘Eylül Torba Yasası’yla getirilen internet yasasını değiştiren bir kısım hükmü iptal etti. En son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. AYM’nin iptal kararları yetersiz ve internet yasası hala Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayamayacak, hükumetimizin koyduğu 2023 hedeflerine ulaşmakta bize ayak bağı olacak hükümlerle dolu. Yine de, AYM kararı hayati önemde ve sevindirici.
Özellikle medya, akademisyenler ve insanımız “YouTube kapatıldı, Twitter kapatıldı” gibi işin artık magazinleşmiş tarafında. Oysa ki, bir ortaokul çocuğu bile bu ‘kapatılmayı‘ zahmetsizce, masrafsızca aşabilir.
Asıl sorun yürütmenin yargıya tecavüzü
Asıl problem ve en az üzerinde durulan acı gerçekse, yürütmenin yargı alanına tecavüzü ve yürütmenin yargı denetiminden çıkarılması.
2007’de ilk yasalaştığı günden bu yana, en iyi niyetimizle halkımız, internet eko-sistemi için ve devletimizin çıkarları için hukuk çerçevesinde görüşlerimizi belirttik. Ancak yıllar geçti ve medyadaki adıyla ‘internet yasası‘, olması gerekenin 180 derece aksi yönüne doğru altı ay içinde tam üç defa değiştirildi. Yasa son olarak eylül ayında, Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk onadığı yasa olan ‘torba yasa’yla değiştirildi.
Değişiklikler Anayasa’ya aykırıydı
Bu değişikliklerin çoğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’yi haksız bulduğu Aralık 2012 tarihli bir hükümde ‘kanun olma yeterliliği taşımadığı‘ belirtilen internet yasasını hiç kimseye fayda sağlamayacak şekilde ve içlerinde benim de bulunduğum birçok hukukçuya göre, Anayasa’ya aykırı olarak yapıldı.
Bu makaleyi kaleme aldığım sırada, AYM’nin kararını vermiş olmasına rağmen bundan haberi bile olmayan birçok yorumcu 3 Ekim 2014 gecesi (Kurban Bayramı arefesi) ekranları doldurup, TİB Başkanı’nın site kapatma yetkisinin ne kadar hukuki ve doğru olduğunu anlatmakta, buna karşı olanlar da yine AYM kararından habersiz biçimde, bu düzenlemelerin hatalı olduğundan bahsediyordu.
Hangi maddeler iptal edildi?
Gerçekten bilmek isteyenler için yazalım; Anayasa Mahkemesi Torba Yasa’da şunları iptal etti:
* TİB’in kendisine hiçbir şikayet dahi gelmeden, bizzat kendi takdiriyle, yargı kararı olmadan bir sitenin hukuka ve milli güvenliğe aykırı olduğunu ‘düşünüp‘, kamu düzeninin korunması veya suç işlenmesinin önlenmesi gibi ‘amaç‘larla, söz konusu siteyi dört saat içinde kapatabilme yetkisi.
* Kişilere ait internet trafik bilgilerinin, TİB tarafından toplanması.
Olması gereken noktadan fersah fersah uzağız
Bu kararın sonucu ne olacak?
* TİB, mahkeme kararı olmadan milli güvenliği ve kamu düzenini koruma gibi gerekçelerle kapatma kararı alamayacak; kişilerin internet trafik bilgilerini, yani hangi sitenin ne kadar süreyle ziyaret edildiği, hangi sitelerden gelinip gidildiği veya kullanıcı bilgisayarına ilişkin tanımlamalara ilişkin bilgileri mahkeme kararı olmadan saklayamayacak.
‘Düşünce’ye dayalı engelleme
Peki, AYM’nin bu kararıyla olması gereken noktaya geldik mi? Hayır, ne yazık ki olması gerekenden fersah fersah uzaktayız. Bunun sebepleri şöyle:
1- TİB Başkanı ve personeline, aynı 2012’de MİT yasasında yapılan değişiklikteki gibi, yargı muafiyeti getiriliyor. Yani TİB Başkanı yasaya aykırı işlem yapsa bile ancak ilgili bakanın izniyle, memurlar ise kurumun izniyle yargılanabilecek. Bu, hukuk devletinin temeli olan ‘idarenin işlemleriyle yargı denetimine tabi olması’ prensibinin açık ihlalidir.
2- İçerik kaldırma başvuruları sadece HSYK tarafından belirlenecek Sulh Ceza Mahkemeleri’ne yapılabilecek. Bu durum, uzman mahkeme kurma gereğine aykırıdr. Söz konusu başvurulara konu hakkında uzmanlaşmış hakimlerin ve mahkemelerin bakması gerekir. Bu konuda uzmanlaşma da, bir kanun maddesi çıkarmak kadar kolay değildir!
3- TİB Başkanı kendi takdiriyle, kendi dünya görüşüyle, kendisine şikayet dahi gelmeden bir sitenin özel hayatı ihlal ettiğini “düşünmesi” halinde, bu siteyi kapatabiliyor. Ancak site kapatıldıktan sonra mahkemeye kararını götürüyor.
4- Hakim, ihlâl olduğu düşünülen durumun belirli bir web sayfasına URL bazlı erişimin engellenmesiyle önlenemeyeceğini düşünürse, internet sitesindeki TÜM YAYINI engelleyebiliyor.
5- ‘Uyar – Kaldır‘ olarak anılan, internete içeriği yükleyene ve içeriğin yüklendiği yere başvurma yöntemi tamamen kaldırılacak. Herkes doğrudan mahkemeye (ya da yukarıda anlatılan durumda TİB’e) gidecek; mahkeme kararını 24 saat içinde verecek ve engelleme emrini Erişim Sağlayıcılar Birliği’ne uygulatacak. Yani Twitter, Facebook, YouTube, Bloglar ve bunlara içerik sağlayan kullanıcılar tamamen süreç dışı bırakılıyor.
* Demokrasi ve Adalet Gönüllüleri kurucusu