Dolayısıyla geçtiğimiz yıllarda NATO’dan özellikle Suriye’de Kürt güçlerine karşı devreye girmesini isteyen Erdoğan iktidarının NATO’nun Ortadoğu’da İran’ı dengelemek ve bu amaçla bölgedeki rejimlerle ilişki ve iş birliğini geliştirmeye yönelik girişimlerinde yeni roller üstlenmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
Erdoğan iktidarının Irak ve bölgede İran’ın dengelenmesiyle de bağlantılı olarak yeni rol üstlenme ve yayılmacı emelleri için yeni manevra alanı yaratma girişimlerinin ne kadarının realize edileceğini görebilmek için 9 Mayıs’ta ABD’ye yapacağı ziyareti ve belki de devamında temmuzda yine ABD’de yapılacak NATO zirvesini beklemek gerekecek.
Ancak buraya kadar üzerinde durulan hesap ve planlar ile yapılan/yapılacak pazarlıklara işaret ederken İran’ın yanı sıra bölge üzerindeki etkileri son yıllarda oldukça artan Rusya ile Çin’in de bunları boşa çıkarma kapasitesi göz ardı edilmemelidir. Ayrıca Türkiye’deki Kürt sorununun bir sonucu olarak ortaya çıksa da bugün Irak’ta da gücünü artıran ve Erdoğan iktidarının hedefindeki YNK ile ilişkilerini geliştiren PKK’nin de öyle kolayca tasfiye olmayacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok.
Sonuç olarak, Erdoğan iktidarı ve kader birliği yaptığı burjuva gericilik, Irak ziyaretini bölgedeki gelişmelere bağlı olarak emperyalistlerden yeni roller almak ve paylaşımdan pay kapmak için bir fırsat olarak görebilir.