Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Suriye rejimi, Rusya ve İran’ın El Kaideci Nusra’nın devamcısı HTŞ’yi terör örgütü olarak gördüğü biliniyor. Bu güçler bugün ‘İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde Türkiye’deki Erdoğan iktidarı ile belli bir uzlaşma içinde olsalar da Türkiye’nin buradaki askeri varlığını geri çekmesini ve İdlib’in HTŞ’den temizlenmesini Suriye’de ‘normalleşme’nin zorunlu koşullarından biri olarak görüyorlar.
HTŞ, Birleşmiş Milletlerin (BM) terör örgütleri listesinde yer aldığı için Erdoğan iktidarı da resmiyette HTŞ’yi terör örgütü olarak tanımlıyor. Ancak gayriresmi olarak MİT üzerinden ilişkilerini sürdürüyor ve dahası İdlib’deki gözlem/kontrol noktalarında konuşlu Türk askerleri HTŞ’ye kalkan yapılıyor. Türkiye’deki iktidarın HTŞ’ye yaklaşımını Rusya’nın İdlib’e yönelik hava saldırına karşı Erdoğan’ın söylediği “Rusların söylediği şey: Teröristlere karşı mücadele ediyoruz… Kim terörist? Kendi toprağını savunanlar mı terörist? Bunlar direnişçi” sözleri özetliyordu.
2022’de de HTŞ, yanına bazı ÖSO/SMO gruplarını alarak Afrin’in önemli bir bölümünü ele geçirmiş ve ardından MİT’in devreye girmesiyle geri çekilmişti.
İsrail, 2013’te Lübnan sınırında stratejik önemdeki Kuneytra kasabasının ele geçirilmesi konusunda Suriye rejimini destekleyen Hizbullah ile El Nusra arasında çatışmalar yaşanırken hava bombardımanı ile El Nusra’yı açıktan desteklemişti. İsrail; Suriye yönetimi, İran yanlısı milisler ve Hizbullah’a karşı dün Nusra ve bugün de HTŞ’yi doğal müttefik olarak görüyor ve destekliyor.