İktidar cephesinden bir yandan Dem Parti’ye yönelik yeni tehditler ve öte yandan yeni anayasa sesleri yükseliyor. Yapılan açıklamalara bakınca dün Kobanê iddianamesini ve HDP’ye yönelik kapatma davasını faşist rejim inşası ve onun anayasasının yapımı için kullanmak isteyenler, aynı senaryoyu bu kez Dem Parti üzerinden sahneye koymak istiyorlar.
Son yerel seçimlerde AKP’den kopacak kitlelerin MHP’de tutulması hesabı tutmadı. AKP ile birlikte MHP de güç kaybından ve seçim yenilgisinden payını almaktan kurtulamadı. Bu nedenle bir taraftan Ferdi Tayfur dinleyerek efkarlanan Bahçeli, öte taraftan çıkışı yine Kürtlere ve demokratik siyasete karşı ‘terör’ sopasını sallamakta arıyor. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Adalet Bakanı Tunç’un açıklamaları, Bahçeli’nin bu yolda yalnız olmadığını da gösteriyor.
Bahçeli “23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı” mesajında faşizm literatürüne örnek olarak gösterilebilecek bir üslupla Dem Parti’li belediyeleri hedef yapmakla kalmıyor, zaman kaybetmeden Dem Parti hakkında kapatma davası açılmasını ve milletvekillerinin de dokunulmazlığının kaldırılmasını istiyordu. Bahçeli’nin aynı mesajında “Vatandaşlıktan çıkarma”, “Mallarına-mülklerine el koyma” gibi “tedbirler” önermesi de aklında 1915’te Ermenilere karşı uygulanan soykırımın bir benzerinin bugün Kürtlere karşı da uygulanması olduğunu ortaya koyuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak ziyareti dönüşünde Bahçeli’nin Dem Parti’yi hedef alan açıklamalarıyla ilgili soruya “Devlet Bahçeli’nin yapmış olduğu açıklamalar Anayasa hükmünün icrasından başka bir şey değildir. Aynı durum şu anda benim için de geçerlidir. Anayasa’nın hükümlerini kimler çiğnemeye kalkıyorsa bedelini de ödemeye hazır olmalıdır” yanıtını vererek Bahçeli’nin sözlerine sahip çıkıyordu.