MESUDE ERŞAN
@mesudersan
Yetersiz beslenme sadece bebek ya da çocukların sorunu değil. Yaşlılar, kanser, Alzheimer, Parkinson hastaları, inme ve büyük ameliyat geçirenlerde de beslenme yetersizliği görülebiliyor. Beslenemeyen hastalarda, seyir daha ağır oluyor. Her dört kanser hastasından biri, hastalığı nedeniyle değil yetersiz beslendiği için ölüyor. Büyük ameliyat geçirenler yetersiz beslenirse, hastanede daha uzun süre kalıyor, yaraları daha zor iyileşiyor, enfeksiyon ve ölüm riskleri artıyor.
Bugün Dünya Malnütrisyon (Yetersiz Beslenme) Günü. Genel cerrahi, geriatri, nöroloji, radyasyon onkolojisi ve medikal onkoloji polikliniklerine başvuran hastalardaki beslenme durumunun değerlendirildiği bir araştırmaya göre, her beş hastadan birinin beslenme tedavisine ihtiyacı var.
Yeterli beslenemeyen hasta geç iyileşiyor
Yetişkinlerin yetersiz beslenmesi de göz ardı edilebilecek bir sorun değil. Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği ( KEPAN) Başkanı Prof. Dr. Murat Gündüz’ün verdiği bilgiye göre, yetersiz beslenme iki ayrı ve büyük soruna yol açıyor. Birincisi, yetersiz beslenmenin iyileşmeyi geciktirmesi, enfeksiyonlara eğilimi artırması, hastanede kalış süresini uzatması ve ölüm oranlarını yükseltmesi. Sorunlardan ikincisi ise yetersiz beslenmenin ciddi ekonomik kayıplara neden olması. Avrupa Birliği ülkelerinde yapılan bir araştırmaya göre yetersiz beslenmenin Avrupa’ya getirdiği ekonomik yük yılda yaklaşık 170 milyar avro. Yetersiz beslenmenin önemli bir diğer sonucu, kas kaybı. Kas kaybı, hareket edememe veya hareketlerde yavaşlama, güçsüzlük hatta nefes alma ve yutma gibi doğal refleksleri de etkiliyor. Gündüz, “Yatan hastaların yüzde 15’inde beslenme yetersizliği sorunu gelişiyor. İki grup hasta, yoğun bakım ve kanser hastaları bu açıdan çok önemli. Çünkü yaklaşık yarısında yetersiz beslenme riski var. Bu ölüme götüren gerekçelerden biri olabiliyor” dedi.
“Yaşlılar ideal kiloya inmek için diyet yapmasın”
KEPAN Genel Sekreteri Prof. Dr. Gülistan Bahat Öztürk, altta yatan ek hastalıkları olmasa bile yaşlılarda, yaşlanma ile oluşan değişiklikler nedeniyle yetersiz beslenme sorununun sık görüldüğü söyledi. Beden kitle indeksleri idealden yüksek olsa bile yaşlıların bunu düşürmek için kısıtlayıcı diyetlere gitmesinin doğru olmadığını söyleyen Öztürk, şöyle devam etti: “Yaşlıların biraz daha kilolu olmaları, daha uzun ve bağımsız yaşamak için avantajlı bir durum. Yaşlılar ve kırılgan bireylerin (çoklu hastalıkları bulunanlar, demans, hareket bozukluğu, kronik böbrek, kanser, siroz hastaları vs.) kilo verdirmeye yönelik, kısıtlayıcı diyetler yapmaları, kendilerini ideal beden kitle indeksi içinde tutmak için zorlamaları komplikasyonlara yol açıyor ve ölüm riskini artırıyor.”
Yaşlıların öğün sayısını genellikle iki ile sınırlandırdığını ve kısıtlayıcı diyet yapmaya meyilli olduklarını belirten Öztürk, “Vücut kitle indeksini, 25 kg/m2 altında tutmaya çalışan, ideal beslenemeyen yaşlı ve bu kırılgan bireyler daha çok ölüyor ve bağımlı hale geliyor. Çalışmalarla bu grupta ideal beden kitle indeksinin, normalde fazla kilolu olarak tanımladığımız 25-30 kg/m2 aralığında olduğu gösterildi. Bu hastalar eğer kas kuvvetini sabit tutabilirse, obezitenin aslında koruyucu olduğu biliyoruz. Örneğin, şeker hastasında özellikle ciddi kısıtlayıcı diyetler, hastada yetersiz beslenmeye sebep olabilir, fayda yerine zarar verebilir. Yaşlı kolesterol, şeker, hipertansiyon hastaları, bu hastalıklarında ciddi bir kontrolsüzlükleri yoksa diyet yapmamalı” diye konuştu.
Beslenme yetersizliğinde erken tanı hayat kurtarıyor
Cerrahi ve Cerrahi onkoloji hastalarında, kanser tipine bağlı olarak, tanı anında kilo kaybının yüzde 15-20, hastalığın ileri aşamalarında yüzde 80, son dönem kanser hastalarında ise bu oranın yüzde 80-90 olduğunu belirten KEPAN 2. Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, “Bütün hastalıklarda olduğu gibi, beslenme yetersizliğinin de tanısı erken konulmalı ve tedavisine erken dönemde başlanmalı” dedi.
Kanser hastalarının dörtte biri tümörün kendisinden ziyade, yetersiz beslenmenin sonuçları nedeniyle kaybediliyor. Yetersiz beslenme yaşam kalitesini ve cerrahi, kemoterapi, radyoterapi gibi tedavilerin yan etkilerini olumsuz etkiliyor. Beslenme tedavisi iyi yapılmış hastaların yara enfeksiyonu gibi komplikasyonları azalmakta, hastanede yatış süreleri kısalıyor ve tedavi maliyetleri ciddi miktarlarda düşüyor. Doğanay, konuyla ilgili şunları paylaştı: “Bu hastalarda beslenme bozukluğunun gerçek bilimsel değerlendirmesi yapılmalı, beslenme bozukluğu olan hastaların beslenme tedavilerine hemen başlanmalı. Özellikle kanser hastalarında medikal amaçlı beslenme ürünleri ihtiyaca göre başlanmalı, aynı zamanda uygulanan tedaviler nedeniyle ortaya çıkan tat kaybına karşı, bu ürünlerle tat hafızası yaratılmalı. Beslenme sorunları uygun şekilde yönetilmezse, en iyi tedavilere olan cevapları sınırlanıyor. Gerek cerrahi gerek kemoterapi ve radyoterapi öncesi hastanın besin depoları doldurularak, olumsuzluklara karşı savunma silahlarımızın ana yakıtı olan beslenme ile tedavi başarımızı artırmalıyız. Sürdürülebilir bir sağlık sistemi için, malnütrisyonun(beslenme eksikliği) erken tanı ve tedavisi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok önemli.”
Kadınlar daha fazla farkında
Öte yandan, Abbott İlaç’ın desteğiyle, bin 213 kişiyle yapılan Medikal Beslenme Farkındalık Araştırması’ndan bazı veriler şöyle:
*Katılımcıların yüzde 78’i daha önce malnütrisyon(beslenme yetersizliği) tanımını duymadığını belirtti.
*Katılımcıların yüzde 95’i iyileşme sürecinde beslenmenin etkili bir rol oynadığını düşündüğünü belirtti.
*Kadınlarda medikal beslenme ve malnütrisyon bilincinin erkeklere göre daha yüksek olduğu görüldü.
*Katılımcıların yüzde 68’i medikal beslenmenin daha çok gelişme geriliği olan bebek ve çocuklarda kullanıldığını düşündüklerini ifade etti. Kanser (yüzde 39) ve Alzheimer (yüzde 35) durumları ilk akla gelenler olmadı ve son sıralarda yer aldı.
*Katılımcıların 72’si medikal beslenme ürünlerini bildiğini ifade etti.
*Katılımcıların yüzde 88’i bunun bir tedavi olduğunu ya hiç bilmiyor ya da çok az biliyor. Medikal beslenme desteğinin bir tedavi olduğunu bilenler sadece yüzde 12.
*Medikal beslenme ürünlerini bilenlerin yüzde 75’inin kadın.