‘Yeni’ dediğimize bakmayın. 1970’li yıllardan beri gündemde ‘sürdürülebilirlik.’
Ama hep bir ileri iki geri…
Neyse ki bu hafta yeniden ivme kazanacak: 22-23 Nisan’da ‘İklim Zirvesi’ düzeleniyor. Umut o ki ‘sürdürülebilirlik’, hem devletler ve hükümetler, hem şirketler hem de tabii ki bireyler için yeniden ‘hayati öncelikler’ arasındaki yerini alsın.
Şu da var ki iklim ‘sürdürülebilirlik’ meselesinin bir boyutu sadece. ‘Sürdürülebilirlik’ denince nedense akla hep çevre geliyor. Oysa meselenin ekonomik ve sosyal boyutları da var.
O yüzden Diken’de sürdürülebilirliği tüm bileşenleriyle ele alacağız.
Bu doğrultuda;
*2015 yılının eylül ayında gündemimize giren 17 ana hedeften oluşan ‘Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne bir bütün olarak yaklaşacağız.
*Sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen ‘paylaşım ekonomisi’, ‘döngüsel ekonomi’ gibi yeni modelleri irdeleyeceğiz. Bu kavramların ‘yeni normal’in çığır açacak iş modellerine dönüşebileceğini örnekleriyle anlatacağız.
*Sürdürülebilirliğin yeni neslin hayatını idame ettirebilmesi için olmazsa olmaz olduğunu, bu neslin tercihinin de giderek sürdürülebilir şirketler ve ürünler yönünde değiştiğini yine örnekleriyle paylaşacağız.
*Şirketlerin bir yandan bu tercihlere karşılık verip bir yandan da faaliyetlerine devam ederken sürdürülebilir uygulamalar sayesinde nasıl rekabet avantajı elde edebileceğini, karlılıklarına nasıl katkı sağlayabileceğini yine örnekleriyle aktaracağız.
*Sürdürülebilirliğin şirketler için bir gider değil bir yatırım olduğunu anlatacağız.
22 Nisan, Dünya Günü… 23 Nisan, Atatürk’ün geleceğimiz olarak gördüğü tüm dünya çocuklarına hediye ettiği Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı… 22-23 Nisan İklim Zirvesi…
Sürdürülebilirliği sahiplenme ve öncelikli bir ‘mesele’ haline getirme yolunda ilk adımı atmak için bundan daha isabetli bir hafta olamazdı herhalde.
Biz Diken olarak elimizden geleni yapacağız. Ve fakat unutmayın ki ancak sizin de katkılarınızla ‘sürdürülebilirlik’ kazanabilecek bir mesele bu.