• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Yazık size…

15/01/2016 17:08

 

 

murat sevinc kelleMURAT SEVİNÇ

Sana düşman, bana düşman, düşünen insana düşman, vatan ki bu insanların evidir, sevgilim, onlar vatana düşman. (Nazım Hikmet)

Metindeki sözcüklerin tümüne katılsa da katılmasa da, içeriğine harfiyen katılsa da katılmasa da, dilini beğense de beğenmese de; yalnızca ama yalnızca ‘barış’ olsun, insanlar ölmesin, Kürt ve Türk ölmesin, çoluk çocuk ölmesin, bu savaş bitsin diyen akademisyenler; talep ve tepkilerini, doğal olarak hukuksal/yasal bir varlık olan devlete yönelten akademisyenler; itin uğursuzun elini kolunu sallayarak gezdiği memlekette, Sarraf’ın bayrak önünde poz verdiği memlekette, bakanların aklandığı memlekette, Anayasa’nın askıya alındığı memlekette, sabahın köründe evlerinden alındı. Evleri arandı.


Bu da demektir ki, evleri ‘işaretleniyor’ insanların, ‘çarpı’ atılıyor; esnafa, konu komşuya mesaj veriliyor. Kapılarına kırmızı boya sıçrıyor, demektir…

Yazık size; adında üniversite olup şu rezalete gıkını çıkaramayan üniversite idarecilerine. Biriniz, yalnızca biriniz olabilirdiniz. Ama olmuyor işte. Olamıyor. Siz üniversitesiniz öyle mi?

Yazık size; üç otuz maaşa iki satır nitelikli yazı kaleme alacağım diye bir ömür iğneyle kuyu kazıp işini iyi yapmaya çalışan, size anlamlı bir şeyler öğretmek için şu koşullarda emek harcayan, sizler düşünen ve özgür insanlar olabilin diye çaba harcayan hocalarını ihbar eden, listeler hazırlayan ‘o’ öğrencilere. Yazık size çocuklar. Bugünler geçer ve her biriniz, bunun, hoca ihbar etmenin mahcubiyetini, ezikliğini, utancını bir ömür yaşarsınız. Yazık oluyor size. Keşke ‘o’ çocuklar, ana babalarına bu kadar benzemeseydi. Ama olamıyor demek ki. Yazık size…

Çocukları iyi ve özgür ve nitelikli ve evrensel bir eğitim alsın diye var gücüyle çalışan, onlar her haksızlığa uğradığında yanında olan, geçmişte türbanlı öğrencinin yanında da cesaretle durabilmiş, her kim mağdursa onun hakkını savunabilmiş yürekli akademisyenleri ihbar eden veliler.  Yazık size… Hiç utanmadığınız, her rüzgâra kapıldığınız ve üç gün önce bu devlet barış süreci yürütürken, İmralı görüşmeleri devam ederken gıkını çıkamayıp bugün bu şikâyet telefonlarını hiç utanmadan edebildiğiniz için, yazık size… Doğruya ve gerçeğe değil de, devlet tarafından önünüze konulan her şeye böylesine tav olabildiğiniz için, yazık size… Çok yazık size…

İmza atmasa da, düşüncelerine katılmasa da hatta imzacılardan nefret etse de, onların düşünce özgürlüğünü savunmaktan aciz ‘akademi kurumu.’ Duyarsız hocalar. Ellerini ovuşturanlar. Kayıtsız kalanlar. Yazık size… Nasıl çıkacaksınız o kürsüye? Nasıl konuşacaksınız? Ne anlatacaksınız? Hele ki meslektaşları işini kaybetsin diye çaba harcayan leş kargaları. Yazık oğlu yazık olsun size…

Ve kimi hukukçular ve kimi insan hakları hukukçuları ve ceza hukukçuları ve kamu hukukçuları. Gıkını çıkarmaya korkanlar… Her şeyi bir yana bıraktım. Sade suya tirit bir ifade hürriyeti tartışmasına dahi giremeyenler, tek satır yazmayanlar, tek satır konuşmayanlar. Yahu şu dünyaya kaç kez geleceksiniz ki birini böyle geçiriyorsunuz? Yazık size… Hadi çıkın anlatın şimdi derslerinizde; temel hakları, OHAL uygulamalarını. Hadi anlatın. Sizinle meslektaş olduğum için, onur duymuyorum…

Ve yazık size… her şey bir yana, her düşünce farklılığı bir yana, tüm nefret ve sevgiler bir yana; bir insanın ‘ekmeksiz’ kalmasını, işsiz güçsüz kalmasını savunabilenlere, dileyebilenlere. Çaba harcayanlara. Allah hiçbir yaratığını sizin durumunuza düşürmesin. Size, yazık bile değil…

Yazık size, kimi ‘barocular.’ Nasıl güzel hizalandınız, hizalanmanız gereken yerde. Ne güzel adlandırdınız, ‘mütareke dönemi aydını’ diyerek meslektaşlarınızı. Tanıdığınız meslektaşlarınızı. Ne güzel destek çıkmadınız. Ne güzel hedef gösterdiniz. Ne güzel, ‘sözde aydın’ deyiverdiniz. Sözde aydın öyle mi? Beyefendi biz sizi tanırız, siz de bizi. Ama açmayacağım bayramlık ağzımı şimdi. Boş vereceğim sizi. Yapmanız gerekeni yaptınız. Hak ettiğiniz yerdesiniz. Yazık size…

Daha ne diyelim? Sövmekten, küfürden, hakaretten başka bir şey bilmeyen insanların, arsızların, ‘dahi’ anlamına gelen de ve da’ları ayırabildiğinde doktora derecesi verilebilenlerin memleketinde; ulusal ve uluslararası şöhreti olan akademisyenler, asistanlar, okutmanlar ve başkaca binlerce meslektaş ve yurttaş gibi içtenlikle ‘barış’ isteyenler, her dakika hedef gösteriliyor. Gözaltına alınıyor. Evleri aranıyor. 2016 yılında.

Sizi geçeli çok oldu, yazık Türkiye’ye…

 

 

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Murat Sevinç

SON HABERLER

LaLiga'da şampiyon Barcelona

İspanya Birinci Futbol Ligi’nde (LaLiga) Espanyol’u 2-0 yenen Barcelona, bitime iki hafta kala şampiyonluğunu ilan etti.

Araştırma: Sarman kedilerin genelde erkek olmasının nedeni genetik bir eksiklik

Japon ve ABD’li bilim insanları, sarman kedilerin genellikle erkek olmasının genetik kodlarındaki bir bölümün eksik olmasından kaynaklandığını tespit etti.

ABD'ye izinsiz kurbağa embriyosu getiren Rus araştırmacı 20 yıl hapisle yargılanıyor

Kanser araştırması için ülke dışından gümrük beyanı yapılmamış kurbağa embriyosu getiren 30 yaşındaki Rus vatandaşı Kseniia Petrova hakkında 20 yıla kadar hapis ve 250 bin dolara kadar para cezası isteniyor.

SPK'dan Trabzonspor'un sermaye artırımına onay

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Trabzonspor Sportif Yatırım ve Futbol İşletmeciliği Ticaret AŞ’nin 6 milyar 400 milyon liralık sermaye artırım talebini onayladı.

Türkiye, ABD, Rusya ve Ukrayna heyetleri yarın İstanbul'da olacak

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la ABD, Rusya ve Ukrayna heyetleri yarın İstanbul’da olacak.

Çanlar kimin için çalıyor diye sorma
AKP kendi değiştirdiği kanunları mı çiğneyecek?

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 753 gündür hapiste

YAZARLAR

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

Yeşil zeytini neden yemedin Sait?

Ayhan Tinin

Editör eksikliği fazlalık yaratır

Mustafa Dağıstanlı

Anne dediğin başlangıçtır

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Dilsiz bir ülkenin çığlığı

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sırrı Süreyya Önder'in 'Cumhuriyet' eleştirisi üzerine…

Murat Sevinç

Silmek isteseler de silemezler

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

GÜNÜN 11’İ

Ege Cansen: Devlet, halktan zorla para toplama tekeline sahip kamusal örgüttür

Nevşin Mengü: Suriye'ye Norveç'ten siyasetçi ithal edilemeyeceğine göre gerçekçi olmak lazım

Alaattin Aktaş: Türkiye neredeyse hâlâ iktisat teorilerini test etmekle meşgul

Mehmet Y. Yılmaz: Şiddeti, polisin temel taktiği hâline getirirseniz, kimse polise saygı duymaz

Hediye Levent: Suriye'nin de İsrail ile ilişkileri normalleştirme sürecine dahil olması beklenebilir

Bülent Timurlenk: Galatasaray karşısında kendisinden iki sıklet daha aşağıda bir takım vardı

Akif Beki: PKK'nın silah bırakma kararı bile tek başına ekonomi şahlandırmaya yetmeliydi

Feride Kara: Takımlarımızın Süper Lig'de birbirlerini kırıp Avrupa'ya çıkınca yokları oynaması ülke futbolu açısından düşündürücü

Orhan Bursalı: AKP'nin Kürt oylarına ihtiyacı var

Sefer Levent: Markalarla AVM'lerin kavgası yeni değil

Zeynep Altıok Akatlı: '6 yaşında çocukla evlenmek caizdir' diyen sapkın pedofiliyi koruyorlar

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×