Yoksulluğu bir kader gibi yaşayan ve sonraki nesillere taşıyacak milyonlara yenileri eklendi daha da eklenecek. Enez’den Şavşat’a SOL Parti, İzmir Şehir Hastanesi ya da Togg işçileri, Akbelen, emekliler, CHP’nin MuazZAM kampanyası bu yaşananların Türkiye’nin kaderi olmadığını anlatmaya çalışıyor. Mahalleler, işyerleri, çarşı pazar… Daha insanca bir dünyanın hayalini kurabilenler şimdilik varken geç kalmamak gerekiyor. Geri çekilme vakti değil. Tam tersine ileri atılma, güçlü fikirleri, güçlü itirazlarla buluşturma vakti. Kötülük iktidarı tüm gücüyle saldırırken dağa taşa “bu memleket sahipsiz değil” yazmanın vakti.
Bu ülkenin üzerine serpilmeye çalışılan ölü toprağını ne yerel seçim taktikleri, ne parti içi rekabet ne de ittifaklar atacak. Belli ki bugünlerde harmanlanmaya başlayan itiraz ölü toprağını atacak.
İktidar en çok yoksulların örgütsüz olmaktan kaynaklı çaresizliğine güveniyor. Erdoğan ve etrafındakiler şu anda çok rahat görünüyor. Buraya kadar Meclis muhalefetinin desteği ile sorun yaşamadan geldiler. Ama artık Erdoğan’ın da çok hazır olmadığı başka bir süreç başlıyor.