Ben açıkçası ülkem dışında hemen hiç Türk lokantasına gitmiyorum. Durum böyleyken arka arkaya kendimi üç gün Kaliforniya Körfez Bölgesi’nde, Türk mutfağından esinlenen lokantalarda buldum.
Nedenlerim farklı. İlk lokanta Palo Alto’da. Geçen haftalarda kızımın diploma töreni vardı. Aile ve yakın arkadaş çevresiyle bir lokanta seçmek gerekiyordu. İki ay önceden seçimimizi yaptık; Meyhouse. Türk mutfağı olduğu için değil. Palo Alto’nun en iyi lokantası olduğu için. 9 kişilik rezervasyon yaptık ama son anda 12 olduk. Bizi mahcup etmediler. Ağırlama ve servis dört dörtlüktü. Grubumuzun pek çoğu dışarıda sık yemek yiyen Amerikalıydı. Hepsi lokantaya bayıldı ve “Neden biz burayı daha önce bilmiyorduk” diye bana sordular.
***
İkinci lokanta San Francisco’daki Dalida. Presidio’da harika bir lokasyon. Benim yaşımda biri için biraz gürültülü ama ‘vibe’ açısından cazip ve enerji dolu. Lokantanın kurucu şefleri Laura ve Sayat Özyılmaz cana yakın ve vizyonlu gençler. Sayat Ermeni asıllı, çok iyi eğitim almış ve annesinin adını verdiği Dalida’yı bir Türk lokantasından ziyade Kaliforniya ürünleri kullanan bir Akdeniz lokantası olarak tasarlamış. İyi de yapmış çünkü elini kolunu bağlamadan, Meksika kökenli eşiyle birlikte istedikleri yemekleri pişiriyorlar.
***
Üçüncü lokanta, San Francisco’daki Kitchen İstanbul. İşletmecileri Emrah ve Ayça (Kılıçoğlu) arkadaşım olduğu için burayı nesnel bir şekilde değerlendirme iddiasında bulunamam. Ama öte yandan gayet iyi bir Türk lokantasını kendime saklamam da doğru değil. Açıkçası daha önce denemiş, oldukça beğenmiş ama bayılmamıştım. Emrah yakın zamanda mutfak ekibini değiştirip çok iyi lokantalarda çalışmış iki Türk şef aldığı için tekrar denemek istedim. İyi de ettim çünkü güzel yemekler var. Ayrıca Adana kebabını eklemişler menüye. Satır kıyması değil ama yüzde 50 kuzu, baharatlandırma ve pişim çok başarılı. Mezelerden bir-ikisi, özellikle ahtapot üzerinde çalışmaları lazım ama marine levrek ve muhammara olağanüstü. Şakşuka ve portakallı-Antep fıstıklı salata başarılı.