Muş’un Varto ilçesinde sabah saatlerinde alınan sokağa çıkma yasağı kararı devam ederken, Varto Belediyesi Eş Başkanı Sabite Ekinci, kentte çatışmaların devam ettiğini, ilçeye askeri bir saldırı olması durumunda sivil katliamının yaşanabileceğini kaydetti.
Emniyet de HPG’lilerin varlığını doğrulamış
Evrensel’den Emral İmrek’in haberine göre, Ekinci bulundukları yere çok yakın bir noktada şiddetli çatışma yaşandığını ve kimsenin dışarı çıkamadığını dile getirdi.
Geceden bu yana kentte silahların susmadığını kaydeden Ekinci, “İlçe geceden beri ateş altında. Birçok mahallede HPG gerillları olduğunu öğrendik. Her tarafta hendekler kazılmış durumda” diye konuştu.
İlçede kontrolün tamamen HPG’de olduğu, asker ve polisin ise karakollara çekildiği iddialarını da değerlendiren Ekinci, “Çatışmalar nedeniyle dışarı çıkamıyoruz. Tam olarak emin değiliz ama bizim de aldığımız duyumlar o yönde” dedi.
Ekinci, belediye binasına gidemediklerini, bulundukları noktada hapsolduklarını aktarırken, telefon görüşmesi sırasında silah sesleri de hiç susmadı.
İlçedeki emniyet yetkilileriyle görüştüklerini belirten Ekinci, “Her tarafta hendekler kazıldığını, şehir merkezinde bir çok HPG’linin olduğunu söyledi” dedi.
‘Müdahale vahim sonuçlar doğurur, binlerce sivil var’
Varto’ya şu an giriş çıkış olmadığını belirten Ekinci, “Askerin ilçe girişine yakın noktaya yığınak yaptığını öğrendik. Kente yönelik olası bir asker müdahalesiyle çok ciddi çatışmalar yaşanabilir. İlçe merkezinde binlerce sivil var. Olası bir müdahale çok vahim sonuçlar doğurur. Asker, polis müdahalesi durumunda aileler, evler hesaplanmayacaktır” dedi.
Olası bir katliamın önüne geçilmesi için ikna yönteminin devreye girmesi gerektiğini kaydeden belediye eş başkanı, “Sorunu çözecek, bu durumu ortadan kaldıracak bir formül bulunmalı. Ama kesinlikle kente yönelik bir asker saldırısı yapılmamalı” dedi.
‘Halk inisiyatif almaya başladı’
Ekinci, olayların tırmanması ve peşpeşe özerklik açıklamalarının gelmesinin ardındaki nedenleri de şöyle sıraladı: “Seçimlerde HDP’nin yüzde 13 oy almasıyla birlikte hükümetin, Kandil’i bombalaması, ‘tek terörist kalmayıncaya kadar’ söylemine dönülmesi, Kürtleri provoke edecek girişimlerin ardı ardına sahnelenmesiyle savaş giden süreç hazırlandı. Suruç’ta yaşanan olay, Muş’a gelen üç cenazeyle Kürtleri tanımama, yok etme üzerine kurulu bir siyaset devreye sokuldu. Bunların sonucunda halkta ‘madem yok sayılıyoruz, katlediliyoruz biz de kendi inisiyatifimizi alırız’ dedi. Özerklik meselesi budur.”