Karşılıklı mahkeme kararları, parti içi ihraçlar ve sokakta kurultay girişimiyle liderlik kavgasında suların durulmadığı MHP’yi değerlendiren gazeteci Kemal Can, süreçte hukuki avantajların parti lideri Devlet Bahçeli’nin, siyasi avantajların da muhaliflerin elinde toplandığını yazdı.
Cumhuriyet’teki yazısında sekiz maddede MHP’de son dönemde yaşananları yorumlayan Can, Bahçeli’nin ‘ölüm pahasına’ korumaya çalıştığı liderlik pozisyonunda ‘dava’yı AKP’ye yakınlaşarak korumaya çalıştığını belirtti.
Bahçeli’nin muhalifleri ‘dış tehdit ve sızma’ diye tanımlayarak teşkilatı bir arada tutma gayretinde olduğunu kaydeden Can’a göre, muhalifler de ideolojik bir fark işaret etmeden sadece liderlik tarzını vurguluyor. Ancak muhaliflerin Bahçeli’ye göre bir avantajı var; o da 7 Haziran-1 Kasım seçimlerinde genel merkezin aksine ihmal edilmiş teşkilatlara erken ulaşılması.
‘Bahçeli’nin oyun planını bilen yok’

Fotoğraf: Reuters
Can, Bahçeli’nin ne yapmak istediğinin çok bilinmediğinin altını çizerek, şu yorumu yaptı: “Bahçeli’nin oyun planını tam olarak bilen kimse yok gibi. Bir süredir hayli daralmış olan çevresi iyice tenhalaşmış görünüyor. Gelenekten gelen teşkilatçıların çoğu sürece müdahale etmekten uzak duruyor. Bunu parti sözcülerinin değişiminden de izlemek mümkün. AKP’nin cemaatin yerine ikame ettiği devlet kadrolarının manipülasyon gücü ve “fikri iktidarda” haleti ruhiyesi baskın görünüyor.”
Akşener, muhalifler arasında lider

Fotoğraf: Meral Akşener / Twitter
Dünkü kongre denemesinde yan yana gelen muhaliflerin ‘eklektik bir koalisyon’ oluşturduğunu kaydeden Can da, son dönemde sıklıkla dile getirildiği gibi Meral Akşener’in adaylar arasında sivrildiğine vurgu yaptı.
Can, “Her şeyin kongre operasyonunun sonrasına ertelendiği, aslında çok kararlı olmayan ve biraz da eklektik bir koalisyon var önümüzde. Akşener artık geri çevrilemez biçimde koalisyon liderliğini almış görünüyor. Bazı adaylar da bunu kabul etmiş gibi. Ama ekip gerilimi devam ediyor. ‘ANAP veya AKP’ gibi yeni bir hikâye hayalleri süslese de, henüz pek gerçekçi bulunmuyor. Bazı abiler ‘dava müfettişi’ olarak ekibe itiliyor” diye yazdı.
Can, MHP’nin krizi siyasi bir mesele olarak parti içine sokmak yerine, hukuki bir mesele haline getirerek partiden uzaklaştırmaya çalıştığını vurgularken, bu noktada partinin hükümet desteğiyle uzamış bir yargı sürecini de avantaj haline getirdiğini kaydetti.
Yeni argümanlar üretildi
Buna karşın muhalifler için de öncelik süreci hızlandırmakta Can’a göre.
MHP’yi yakından tanıyan gazeteci, durumu şöyle özetledi: “Hem zaman aleyhlerine işleyeceği hem de motive teşkilatı soğutmamak için hız gerekli. Bi önemli mesele de, Bahçeli ve Genel Merkez’i siyasi hamle yapmaya zorlamak. Hukuki alan Bahçeli, siyasi alan ise muhalefet için avantajlı. ‘Dış güçler’, ‘Türkiye’ye ve MHP’ye karşı operasyon’ ve benzeri iddiaların karşısına, Bahçeli’nin hükümetle ilişkisinin deşifrasyonu konulacak. Yaşanan yargı sürecindeki tuhaflıklar, her iki taraf için de karşısındakini ‘şaibeli ittifaklar’ konusunda suçlayabilecekleri argümanlar üretti.”
Her iki taraf da başardı

Fotoğraf: Reuters
Dün kongre için adres gösterilen Büyük Anadolu Oteli’nin polis ablukasına alınmasıyla sokakta muhaliflerin ‘güç gösterisi’ne dönüşen toplanmayı da değerlendiren Can, her iki tarafın da hukuki süreci zorlayarak karşı tarafı ‘açıklanması zor’ pozisyonlara itmeyi başardığını kaydetti.
Genel merkezin otelin önüne polis dikerek teşkilatların iradesini durdurması karşısında, muhaliflerin de yargı savaşını kaybettiğini hatırlatan Can, yine de muhalif kesimin yaklaşık 900 delegeyle ivme yakaladığını gösterdiğini yazdı.
Akşener ve delege farkı
Gazeteci Can, Akşener’in diğer üç aday gittikten sonra yaptığı konuşmayla, delegelerle farklı bir yola girdiğine şöyle dikkat çekti: “Akşener, diğer adaylar gittikten sonra polis barikatının önünde uzunca süre bekleyip yaptığı açıklamada, ‘MHP’yi aşan bir tabana yayılmaktan’ bahsetti. Ancak, olmayacak bir kongre için Ankara’ya toplanan yüzlerce delege ve yaş ortalaması hayli yüksek partili kalabalığı ‘Ne olacaksa bu partide olsun’ demek istemişti.”
Bahçeli’nin dünkü kongre girişimini muhaliflere ihraç süreci başlatmak için kullanacağının sinyalini verdiğini yazan Can, şu tespitle yazısını noktaladı: “15 Mayıs’ta yaşananlar, şimdilik Bahçeli’nin yanında olanların önemli bir kısmı için de kabul edildiği gibi, “artık hiçbir şeyin aynı olmayacağını” gösteriyor. Ama henüz nasıl olacağını göstermiyor.”